1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İhalenin feshi

Gönderilme zamanı: 24 Kas 2021, 12:00
gönderen Hepsihukuk
12. Hukuk Dairesi 2013/16815 E. , 2013/23090 K.

"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.


ESAS NO : 2013/16815
KARAR NO : 2013/23090


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili, 10.09.2012 ve 26.11.2012 tarihlerinde yapılan menkullere ait ihalelerin feshi için iki ayrı dava açmış, mahkemece, her iki davanın birleştirilmesine karar verildikten sonra ihalelerin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
1) 10.09.2012 tarihli ihale yönünden;
İİK. nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir.
İcra müdürlüğünün 19.07.2012 tarihli satış kararında: “taşınır ilanının tüm ilgililere tebliğine” karar verilmiş olup, tebligat yapılamaması halinde satışın yapılmasına şeklinde bir hüküm bulunmadığından satış kararının “taraflar”dan olan borçluya usulüne uygun olarak tebliği zorunludur.
Somut olayda, satış ilanının borçlu şirkete 27.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Takip dosyasında İstanbul 7. Noterliği'nin 30.03.2010 tarih ve 06433 no'lu vekaletnamesi ile vekil olarak atanan Av.Y... K... borçlu şirket adına aynı takip dosyasında satışı yapılan taşınmazla ilgili ihalenin feshi şikayetinde bulunmuş, Fatih 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.02.2011 tarih ve 2010/1679 esas, 2011/258 karar sayılı kararı ile dava reddedilmiştir. Takip dosyasında vekaletname bulunması ve anılan kararda borçlu şirketin vekil ile temsil edilmesi nedeniyle menkul satışına ilişkin olarak borçluya yapılacak tebligatların da vekile yapılması gerekir.
Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile 10.09.2012 tarihli ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
2) 26.11.2012 tarihli ihale yönünden;
Artırmanın yapılışı ve sonuçlanması hakkında icra müdürlüğünce bir tutanak düzenlenir. Bu tutanakta, İİK.Yönetmeliğinin 49.maddesine göre dosya numarası; alacaklı ve borçlunun ad ve soyadları; artırmanın yapılacağı yer, gün, saat; şartnamenin açık bulundurulduğu ilk gün; birinci ve ikinci artırma gün ve saatleri; taşınmazın tapu kaydı ve niteliği, varsa, borçlunun taşınmazla temin edilmiş kişisel borçlarının da alıcıya intikal edeceği, tapu sicilindeki diğer bilgiler ve taşınmaz üzerindeki mükellefiyetler, takdir olunan kıymet, artırmaya katılacakların taşınmazın takdir edilen kıymetinin yüzde yirmisi oranında

pey akçesi veya banka teminat mektubunu tevdi etmeleri gereği, artırmaya çıkarılan taşınmazın üzerinde hakkı olan alacaklı veya ilgiliden pey akçesi veya teminat mektubu aranıp aranmayacağı, taşınmazın son imar durumu, hangi giderlerin alıcıya ait olacağı ve diğer gerekli bilgiler yazılır. Şartname, icra müdürü tarafından tarih atılarak imzalanır ve mühürlenir. Tutanağa, tellâl ve alıcının da imzası alınır.

Somut olayda şikayet konusu ihalede, 21.11.2012 tarihli 1. açık artırma tutanağında sadece icra müdürünün imzasının bulunduğu, tellalın imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda açık artırma tutanağında tellalın imzasının bulunmaması nedeniyle 1.açık artırmanın usulsüz olduğu, usulüne uygun olarak yapılmış 1.açık artırma mevcut olmadan ikinci açık artırma yapılamayacağı için mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ihalenin feshi talebinin reddi isabetsizdir.
Öte yandan; İİK.nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, satış tarihinde yürürlükte olan aynı Kanun'un 116. maddesi gereğince 2.artırmada artırma bedelinin, menkulün tahmin edilen kıymetinin %40'ını bulması, satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırma masrafını geçmesi zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekle, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, satış talebi ile ihale tarihi arasındaki yediemin ücretinin de paraya çevirme giderlerine dahil olduğu kabul edilerek, artırma bedelinin hesaplanmasında gözönünde bulundurulması zorunludur.

Somut olayda; satılacak taşınırın değeri 230.000 TL olarak belirlenmiş olup, ikinci artırmada 92.245 TL'ye ihalenin yapıldığı görülmektedir. Taşınırın muhammen değerinin %40'ının 92.000 TL, haciz ve kıymet takdiri masrafının 49,45 TL, gazete ilan masrafının 224 TL olduğu gözetildiğinde, muhammen bedelin %40'ı ile icra dosyası kapsamından tespit edilen satış masrafları toplamının 92.273,45 TL olduğu görülmektedir. Kaldı ki, paraya çevirme giderlerine satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesi gerekir. O halde mahkemece, İİK.nun 116/2.maddesi gereğince bu husus re'sen gözetilerek bu nedenle de ihalenin (26.11.2012 tarihli) feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.