19. Hukuk Dairesi 2016/14475 E. , 2018/1542 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ve fer'i müdahil vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... ve fer'i müdahil vek. Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, 02/12/1999 tarihinde davacının ... (... ve Kredi Bankası) ... Ltd.'de vadeli mevduat hesabı açtırdığını, bankanın 21/12/1999 tarihinde TMSF'ye devredildiğini, ...'ın külli halefi olarak davalı ... AŞ'nin mevduatın ödenmesinden sorumlu olduğunu, mevduatın tahsili için giriştiği takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ve fer'i müdahil vekili, davalı banka ile ... Ltd.'nin farklı tüzel kişilikler olduğunu, davacının tahsilini talep ettiği alacağın davacı tarafından... Ltd.'ye havale edildiğini, davalı banka nezdinden çıkıp off shore bankasına girdiğini, bu nedenle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, ...Ltd.'nin ... AŞ iştiraki olmadığı gibi, arada organik bağın da bulunmadığını, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacının sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanamayacağını, zira ...Ltd.'ye havale edilen paranın artık ... yetkisinde olmadığını, kanuna karşı hile yapılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının kendi iradesi ile daha fazla faiz getirisi amacıyla kıyı bankacılığını tercih ettiğini, iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını, almış olduğu riskin sonuçlarına katlanması gerektiğini, davacının off shore bankası hesap cüzdanına itiraz etmeyip işlemi benimsediğini, ceza mahkemesi kararının bu davada delil olma imkanının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının yerinde görülmediği, davacının para yatırdığı ... AŞ'ye Bakanlar Kurulu'nca el konulup, TMSF'ye devredildikten sonra banka davalı ... Bank AŞ'ye geçtiğinden husumet itirazının da yerinde görülmediği, özetlenen devir ve satış işlemlerine göre davalı bankanın davacının başlangıçta ... AŞ ... Şubesi'nde açtığı vadeli mevduat hesabının davacıya ödenmemesinden sorumlu olduğu, aynı konuda ... 2.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne yönelik olarak verilen 11/10/2010 gün ve 2010/313 - 561 E-K sayılı hükmün Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/09/2011 gün ve 2010/15409 - 2011/11016 E-K sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş olduğundan davalı bankanın ve ihbar olunan TMSF vekilinin savunmalarının hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve fer'i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının davalı bankanın selefi olan ... aracılığıyla ve iradesi fesada uğratıldığını ileri sürerek dava dışı ...Ltd.'ye mevduat hesabı açtırdığı, ancak daha sonra ... Ltd.'nin ödeme kabiliyetini kaybetmesi nedeniyle parasını alamadığından alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece hükme esas alınan Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği belirtilen ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/313-2010/561 E.-K. sayılı ilamındaki tarafların farklı olması nedeniyle bu davanın kabulüne gerekçe yapılamaz.
... 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 29.11.2005 tarihli karar ile davalı bankanın külli halefi ... A.Ş.’nin sahibi olan ... hakkında “Off-shore hesapları üzerinden banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık” suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ve bu ceza hükmü Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 19.10.2006 gün ve 1600-16357 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen kararın gerekçesinde ...ve ... A.Ş.’nin diğer bir kısım yöneticilerinin, ... A.Ş. aracılığı ile Off-shore hesabı açtıran 4204 kişiyi, bankayı vasıta kılmak sureti ile dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraların...A.Ş. bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktarıldığı, Off-shore bankasının paravan bir şirket olarak ... tarafından yakınlarına kurdurulduğu açıklanmıştır. Bir başka söyleyişle, ... A.Ş.’nin söz konusu yöneticileri tarafından Off-Shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle Off-Shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları açıkça ortaya konmuştur. Bu durumda ceza mahkemesindeki belirlemeler gözetildiğinde, davacının alacağını ... Ltd. Şti.’nden tahsil etmesi mümkün değildir. Ceza mahkemesi kararları TBK’nun 74. maddesi uyarınca maddi olgunun sübutu açısından hukuk davalarında hukuk hakimini bağlar ise de, ... A.Ş.’nin sahip ve yöneticileri hakkında açılan ceza davasının iddianamesinde, bilirkişi raporunda ya da karar başlığında mağdur, müşteki ya da katılan olarak yer almayan bir kimsenin ceza davasındaki maddi olgudan yararlanması mümkün değildir. Bu sebeple mahkemece yukarıda belirtilen ceza mahkemesi dosyası ve ekindeki tüm belgeler getirtilerek eksiklikler giderildikten sonra davacının bahsedilen ... 8. Ağır Ceza Mahkemesi ceza davası dosyasında mağdur veya müşteki olarak ya da bu ceza davasında alınan bilirkişi raporları ve eklerinde belirlenen mağdur veya mudilerden olup olmadığı araştırılıp bu husus net olarak tespit edilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ve fer'i müdahile iadesine, 27/03/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davalı bankanın selefi konumunda olan ... aracılığıyla dava dışı ... Bank Ltd.'ye havale yapan davacının, bilahare bu bankanın ödeme kabiliyetini kaybetmesi nedeniyle parasını alamadığını ileri sürerek havaleyi yapan bankayı sorumlu tutarak giriştiği takibe yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece davacının taraf olmadığı başka bir mahkeme kararının kesinleşmesine ve bu kararda da ... AŞ yetkililerinin mahkumiyetine ilişkin bir ceza mahkemesi kararına dayanılmışsa da bu kabul yerinde olmamıştır. Zira taraflar arasında görülüp kesinleşmeyen başka bir davanın iş bu davada kesin delil olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Diğer yandan BK. 53 (TBK 74) maddesinde ceza hakiminin, hangi kararlarının hukuk hakimini bağlamayacağından bahsetmiş olup, açıkça bağlayıcı kararların niteliğinden söz edilmemiştir. Lakin öğretide ve uygulamada maddenin mefhumu muhalifinden hareketle; ceza hakiminin maddi vakıaya ilişkin kesinleşmiş tespitinin hukuk hakimini bağlayacağı hususunda genel bir kabul oluşmuştur.
Dolayısıyla adı geçen banka yöneticisinin bankacılık işlemlerini dolandırma maksatlı yaptığı hususundaki afaki bir değerlendirmenin hukuk hakimini bağlamasından söz edilemeyecektir. Ne zaman ki, karar metninde açıkça davacı ismi de zikredilmek ve davacı tarafından yaptırılan havale (EFT) işleminden bahsedilmek suretiyle dolandırıcılık işleminin özelde ona karşı da yapıldığına dair bir gerekçeye yer verilir, ancak o zaman somut vakıaya ilişkin bu tespit hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olacaktır.
Türkiye'de 1994 yılında yaşanan ekonomik krizi müteakiben özel kamu ayrımı yapılmaksızın 50.000 TL sına kadar olan tüm mevduatlara hazine garantisi verilmişti. Buna rağmen bir takım mudilerin hazine garantili yerli bankalara para yatırmak yerine fahiş faize tamah ederek ne olduğu belirsiz Offshore bankalara havale yaptırıp tasarruflarını oralarda değerlendirmekle aldıkları riskleri öngörebilecek durumda olduklarının kabulü gerekir.
Zaman zaman iki üç kata varacak kadar fazla faiz vaadinde bulunan Offshore bankalara bizzat kendi imzalarıyla yaptıkları havalenin bir nevi kumar oynamaya tekabül ettiğinin idrakine varmaları beklenir. Aksi durumun isabetsiz yargı uygulamalarıyla kabulü halinde o tarihte sigorta primi de ödemek suretiyle hazine garantili düşük faiz tercihinde bulunan mudilerin mağduriyetine yol açmasının yanı sıra, hiçbir bankada tasarrufu bulunmayan sair insanların vergilerinden karşılanacak olmasının da hiçbir; hukuki, sosyal, etik, ekonomik, vicdani karşılığı bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçelerle bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.
19. Hukuk Dairesi 2016/14475 E. , 2018/1542 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat