19. Hukuk Dairesi 2016/15454 E. , 2018/393 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

19. Hukuk Dairesi 2016/15454 E. , 2018/393 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının 3 adet senet nedeniyle muris ...’den alacaklı olduğu iddiası ile mirasçıları aleyhine ilamsız takip başlattığını, davacıların itirazı üzerine davalının icra hukuk mahkemesinde açtığı itirazın kaldırılması davasının kabul edildiğini ve kesinleştiğini, senetlerdeki imzanın sahte olduğunu, murise ait olmadığını ileri sürerek senetler nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine ve icra hukuk mahkemesi kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, senetteki imzanın muris ...’e ait olduğunun tespit edilemediği, ispat yükü üzerinde olan davalının senedin kaynağı olan alacak ilişkisine dair de herhangi bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların takip konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve mahkemenin dava konusu olayda aynı derecede başka bir mahkemenin kararını kaldırma yetkisi ve görevi bulunmadığından davacıların bu taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ...’ün keşidecisi olduğu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... 15.5.2008 tarihinde vefat etmiş olup geriye ..., ..., ..., ... ve ...’ü mirasçı olarak bıraktığı ve icra takibinin de tüm mirasçılar aleyhine yapıldığı anlaşılmaktadır. Muris ...’ün mirasının paylaşılmadığı ve terekesinin iştirak halinde olduğu ayrıca terekeye temsilci tayin edilmediği de dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İştirak halinde mülkiyette mirasçıların tek başlarına dava açma yetkileri bulunmamaktadır. Bu durumda davacılara terekeye mümessil tayin ettirilmesi ya da diğer mirasçıların davaya muvafakatleri sağlanarak buna göre taraf teşkili sağlanıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 05/02/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Tereke ile ilgili olup konusu para alacağı olan davaların bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir; bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir. Aynı şekilde bir mirasçıya karşı ilamsız takip yapılabilir ve itirazı halinde ona karşı itirazın iptali davası da açılabilir. Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur. (TMK’nun 641. maddesi) ve alacaklı müteselsil borçluların herhangi birinden borcun tamamını isteyebilir. ( TBK’nun 163. maddesi)
Hal böyle olunca murisin borcundan tek başına müteselsilen sorumlu olan ve hakkında bu bağlamda takip yapılan her bir davacının da tek başlarına menfi tespit davası açabilecekleri kabul edilmelidir.
Bu durumda işin esası hakkında karar verilmek yerine yazılı şekilde bozma yapan saygıdeğer çoğunluğun görüş ve kararına muhalifim. 05/02/2018

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön