3. Hukuk Dairesi 2016/22128 E. , 2018/8218 K.
'İçtihat Metni'
......
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 30/12/2014 tarihinde ikamet ettiği sitenin park yerine aracını park ettiğini, aracı park ettiği yerde bulunan istinat duvarının yıkılması sonucunda aracının büyük bir kısmının göçük altında kaldığını ve buna bağlı olarak araçta maddi hasar meydana geldiğini,site yönetimi ile anlaşma yoluna gidemediği için araçtaki hasarın belirlenmesi için delil tespiti yaptırdığını, tespit edilen 11.390,00 TL hasar için de site yönetimi ile anlaşamadıklarını ileri sürerek; aracında meydana gelen 11.390,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece;dosya kapsamı, tarafların beyanları ve bilirkişi raporu ışığında,dava konusu adreste bulunan istinat duvarını davalı site yönetiminin yaptığı şekli ile usule uygun olduğu, sonrasında dava dış........yol yapmak sureti ile istinat duvarının yüksekliğinin arttırıldığı,bu durumun site yöneticiliğine bir yararının olmadığı,yalnızca ........yarar sağladığı, dolayısıyla da bu konuda davalı site yöneticiliğinin bir kusurunun olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;davacıya ait aracın davalı site yönetimince yaptırılan istinat duvarının çökmesi neticesinde uğradığı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır.
./..
-2-
Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru olarak belirlenmiştir.
Somut olaya gelince;davacıya ait aracın 30/12/2014 tarihinde davalı site yönetimince yaptırılan istinat duvarının çökmesi neticesinde maddi hasara uğradığı dosya kapsamında yer alan tespit dosyası,bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve diğer delillerle sabittir.Her ne kadar, mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu da hükme esas alınmak suretiyle dava dışı belediyenin meydana gelen olaydan sorumlu olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,yukarıda da ifade edildiği üzere,bina malikinin sorumluluğu kusursuz sorumluluğa dayanmakta olup eldeki davada davalı site yönetiminin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kuşkusuzdur.
Bu itibarla,yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
......
3. Hukuk Dairesi 2016/22128 E. , 2018/8218 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat