1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

19. Hukuk Dairesi 2017/5578 E. , 2019/5114 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
19. Hukuk Dairesi 2017/5578 E. , 2019/5114 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülmekte olan tazminat davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirketin Almanya'da medikal ürün üretimi işi ile uğraştığını, 2006 yılından itibaren davacı şirketin Türkiye'de kardiyoloji alanı başta olmak üzere medikal ürünlerin pazarlaması ve satışı faaliyetini gerçekleştirdiğini, davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarla taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonlandırıldığının bildirildiğini, davalı tarafın Türkiye’de faaliyet gösteren başka bir şirketle anlaşma yaptıklarının anlaşıldığını, dava dışı şirketin davacının faaliyetleri neticesinde oluşan, müşteri çevresinden, iktisadi avantajdan yararlanacağını, davacının zarara uğrayacağını belirterek zararlarına karşılık şimdilik 10.000,00 TL'nin, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile manevi zararlarına karşılık 50.000,00 TL'nin, davacının uğradığı diğer zararlar, kar payına karşılık gelmek üzere 5.000,00 TL 'nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirket tarafından imal edilen çeşitli medikal ürünlerin davacı şirket tarafından Türkiye’de pazarlanması ve satışı için 01/03/2006 tarihinde distribitörlük sözleşmesi imzalandığını, ancak sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 8. maddesine göre sözleşme kapsamındaki uyuşmazlıkların Alman Hukuku uyarınca tahkim yargılaması ile çözüme kavuşturulacağının düzenlendiğini belirterek davanın tahkim şartı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasında 06/03/2006 tarihli tek satıcılık/uluslararası distribitörlük sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 8. maddesinde taraflar arasında işbu sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın, Alman Hukuku uyarınca tahkim yargılaması ile çözüme kavuşturulacağı, tahkim yerinin Bonn/Almanya olarak belirlendiği, sözleşmenin aynı şartlarla devam ettiği, davalı tarafın sözleşmenin devamına ilişkin yazılı bildirimlerinin davacı tarafça benimsendiği ve dava dilekçesinde de tek satıcı sıfatı ile 2006 yılında anlaşıldığı belirtilerek denkleştirme ve zarar hesabı istendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin ve tahkim şartının geçerli olduğu gerekçesi ile davalının tahkim itirazının kabulü ile HMK'nın 117 ve 138. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalının HMK ' nun 117. maddesi gereğince yasal süresi içerisinde sözleşmede belirtilen tahkim şartı uyarınca tahkim itirazında bulunduğu, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin 8. maddesinde, anlaşmazlıkların 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerine göre çözümleneceğinin belirtildiği, tahkim sözleşmesinin sözleşmede yer alan diğer hükümlerden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği, tahkim sözleşmesinin tarafları bağlayacağı nitelikte bulunduğu, davalının da HMK' nun 116-1-b ve 117. maddeleri gereğince süresinde ve usulüne uygun olarak tahkim itirazında bulunduğu mahkemece verilen tahkim itirazının kabulü ile 4686 sayılı Yasa'nın 5/1 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair verilen kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalının HMK’nun 116/1-b maddesi uyarınca davacının öncelikle tahkime başvurması gerektiği ilk itirazına dayalı olarak HMK’nun 140/1 maddesi uyarınca mahkemece tarafların dinlenmesine gerek görülmediğinden dosya üzerinden red kararı verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir.HMK’nun 140/1 maddesi gereğince mahkemenin ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için tarafları dinleme mecburiyeti olmayıp gerek görülmesi halinde dinler.Ancak HMK’nun 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi de vardır.Davalı tahkim ilk itirazında tahkim şartının yer aldığı sözleşmenin tümünü sunmamış sadece sözleşmenin 8. maddesini delil listesinde sunmuştur. Davacı istinaf başvurusunda sözleşmenin ve tahkim şartının geçersizliği hususunu istinaf sebebi olarak da ileri sürmüştür.İstinaf mahkemesince bu durum açıklattırılarak taraflar arasındaki sözleşmenin tamamının türkçe tercümesinin getirtilip tahkim şartının geçerliliğinin tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik tahkikatla kurulan hükme dayalı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın HMK’nun 373/1 maddesi gereğince kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Ankara BAM 22. Hukuk Daire’sine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.