20. Hukuk Dairesi 2019/5456 E. , 2019/6916 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2019/5456 E. , 2019/6916 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 07/11/2007 tarihli dilekçesiyle, ..... mahallesi, 6077 parsel sayılı 466 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı gerçek kişi adına kayıtlı olduğunu ve diğer davalı lehine yola terk şerhi bulunduğunu, ancak 1981 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davalının elatmasının önlenmesine ve şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, her iki davalı aleyhine açılan davanın kabulüne, 6077 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 269,19 m² yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile orman olarak Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın orman olarak tesciline karar verilen 269,19 m² yüzölçümündeki kısmı üzerinde bulunan .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.2005 tarih ve 2003/1121 sayılı yazısı ile İİK'nın 28. maddesine göre konulan davalıdır şerhinin kaldırılmasına, (kısa kararda bu husus yanlışlıkla yola terk şerhinin kaldırılması şeklinde yazıldığından, gerekçeli kararın yazımı sırasında HMK'nın 304. maddesi gereğince düzeltilmiştir) karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.02.2016 gün ve 2015/1977 E. - 2016/1181 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: 'kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu 10.04.1992 tarih 91/7-92/4 sayılı İBBGK kararına göre mutlak bozma nedeni olduğu'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde,
1) Davalı ... yönünden açılan davanın kabulüne,.......6077 parsel sayılı taşınmazın 05.09.2012 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 269,19 m² yüzölçümündeki kısmından 41,83 m² yüzölçümündeki kısmının orman olarak Hazine adına tesciline,
2) Davalı ... aleyhine açılan davanın reddine,
3) .....6077 parsel sayılı taşınmazın 05.09.2012 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 269,19 m² yüzölçümündeki kısmından 227,36 m² yüzölçümündeki kısmının yol olarak sicilden terkinine,
4) 07.11.2013 gün ve 2013/451 K sayılı ilam, davalı ... yönünden kesinleştiğinden aynı ilamın (2) ve (3) no'lu bentlerindeki harç ve yargılama giderleri yönünden aynı davalı için yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına, karar verilmiş hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ile tescil, şerhlerin kaldırılması ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Yörede 26/02/1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 1957 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır Şöyle ki; dava tahdide dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğundan mahkemece dava konusu taşınmazın tahdite göre konumu belirlenerek hüküm kurulması gerekirken, usûlüne uygun bir tahdit uygulaması yapılmadan hüküm kurulması; yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman kadastro çalışmaları araştırılmadan ve bu çalışmalara ait tutanakların tamamı dosya içine alınmadan ve taşınmazın konumu açıkça belirlenmeden hüküm kurulması; taşınmazın yol olarak terkini yönünde bir dava olmadığı halde talep aşarılarak bu yönde hüküm kurulması; davacı ... Yönetiminin şerhlerin kaldırılması yönünde talebi olduğu, dava konusu taşınmazın tahdit içinde kalan kısmı varsa bu kısım üzerindeki şerhlerinde kaldırılması gerektiği halde bu yönde karar verilmemesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davalı ... çekişmeli taşınmazın tapu maliki olup davalı sıfatı olduğu halde karar başlığında gösterilmemesi ve dava konusu taşınmazın pafta numarasının hükümde hatalı yazılması ve Yine 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen 'Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen 'Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gözönünde alındığında somut olayda Orman Yönetiminin açtığı dava nedeniyle, davalılar aleyhine harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yükletilmesi de doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; mahkemece davalı ... karar başlığında gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman kadastro çalışmaları araştırılarak tüm çalışmalara ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri dosya içine alındıktan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, tahdit içinde kalan kısım varsa bu kısım üzerindeki şerhlerin kaldırılması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi hükmü de gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön