1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

20. Hukuk Dairesi 2019/3642 E. , 2019/5546 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
20. Hukuk Dairesi 2019/3642 E. , 2019/5546 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.03.2019 gün ve 2016/13368 E. - 2019/2129 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... 101 ada 1 parsel sayılı 2662.857 m2 yüzölçümlü taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına, 103 ada 3 ve 162 ada 1 sayılı parseller tarla niteliğiyle tapu kaydı ile .....adına, 103 ada 2 sayılı parsel tapu kaydı ile ahşap ev, samanlık ve tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve ... zilyetlik iddiasıyla orman parseline,.... tapu kaydı ile orman parseline, ... tapu kaydına istinaden 103 ada 2-3 ve 162 ada 1 sayılı parsellere itiraz etmişlerdir.
Mahkemece, ....davasının reddi ile dava konusu 103 ada 2-3 ve 162 ada 1 sayılı parsellerin tespit gibi tesciline, davacı gerçek kişilerin davalarının kısmen kabulüne, 101 ada 1 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile 21/05/2010 tarihli fen bilirkişisi rapor ve 3 nolu krokide (A) harfiyle gösterilen (A)=2851,77 m2 yüzölçümündeki kısmın davacı ...'in babası ... mirasçıları adına miras payları oranında çayır vasfı ile 4 nolu krokide (A) harfiyle gösterilen (A)=8441,14 m2 yüzölçümündeki kısmın davacı ... adına çayır vasfı ile 4 nolu krokide (B) harfiyle gösterilen (B)=11160,28 m2 yüzölçümündeki kısmın 101 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek 101 adanın son parsel numarasından sonra gelen parsel numaraları verilerek davacı ...'nun babası .....mirasçıları adına çayır vasfı ile tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi neticesinde, Dairemizin 18.01.2011 gün ve 2010/13965-2011/219 E.K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle 'Çekişmeli taşınmazın 21/05/2010 tarihli fen bilirkişisi rapor ve rapora ekli 3 nolu krokide (A) harfiyle gösterilen (A)=2851,77 m2 yüzölçümündeki bölümünün yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, orman sayılan yerlerden olduğu saptanmıştır.
Devlet ormanlarının toprak tevzi komisyonlarınca dağıtılabileceğine dair yasalarımızda bir hüküm bulunmadığına, somut uyuşmazlıkta taşınmazın orman olduğu belirlendiğine göre davacı.......davasının reddi gerekir.
Yine, çekişmeli taşınmazın ... ve ... adına tesciline karar verilen 4 nolu krokide (A) harfiyle gösterilen (A)=8441,14 m2 yüzölçümündeki bölüm ile (B) harfiyle gösterilen (B)=11160,28 m2 yüzölçümündeki bölümün dört taraftan 101 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili ve 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse
25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra nolu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde '...6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı' öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır.
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacıların davasının reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.'' denilmiştir.
Bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama sonunda;
1-Asıl dava yönünden 2007/155 Esas sayılı dosyada davacılar ..., ... ve ... açtığı davanın reddine,
-....köyü şehit mezarında kain 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişiler ....28/05/2014 hakim havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterdikleri 4179.99 m2'lik yüzölçümlü bölümün 101 ada da son parsel numarası verilerek... Vakfı adına tapuya kayıt ve tesciline,
-101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 99.13 m2 yüzölçümlü bölümün aynı ada da son parsel numarası ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ardından yol olarak terkinine,
-101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bakiye kısmının 101 ada 1 parsel olarak davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
2-Birleşen (2008/9 E. 2008/100 K.) sayılı dosyada davacı ... Müdürlüğünün açtığı davanın reddine,
A-a) ...mahallesinde kain 162 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi ....adına tapuya kayıt ve tesciline,
b)...mevkiinde kain 103 ada 3 parselin kadastro tespiti gibi ....adına tapuya kayıt ve tesciline,
B) Birleşen (2011/7 E. 2011/3 K.)sayılı dosyada davacı ...'in davasının reddine,
a)... mevkiinde kain 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ..., ... ve ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 21.03.2019 gün ve 2016/13368 E. - 2019/2129 K. sayılı ilâmı ile ‘’Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından onama kararının, birleşen 2008/9 E. sayılı dosyası için vekalet ücreti yönünden kaldırılarak, bu yönden bozulması istenilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak birleşen 2008/9 E. sayılı dosya yönünden davanın reddine karar verildiği halde, davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değilse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; .... Kadastro Mahkemesinin 21.03.2019 tarih ve 2012/48 - 2016/5 sayılı kararının hüküm kısmının ''6'' numaralı bendinin sonuna ''3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesi gereğince takdiren 500.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesi'' cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21.03.2019 gün ve 2016/13368 E. - 2019/2129 K. sayılı onanma kararının ortadan KALDIRILMASINA, .... Mahkemesinin 21.03.2019 tarih ve 2012/48 E. - 2016/5 K. sayılı kararının hüküm kısmının ''6'' numaralı bendinin sonuna ''3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesi gereğince takdiren 500.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesi'' cümlesinin yazılması sureti ile düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 03/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.