20. Hukuk Dairesi 2016/13960 E. , 2019/3506 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
20. Hukuk Dairesi 2016/13960 E. , 2019/3506 K.
'İçtihat Metni'
.....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında..... parsel sayılı 1797136,48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davac....... muhtarı 14.10.2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; yapılan kadastro çalışmalarında komşu köy ile aralarında bulunan ormanlık sahanın kendi köylerine ait olan bir kısmının...... adına yazıldığını beyanla tespitin iptali ile sınırların kadimden beri kullanıldığı şekilde tekrar tespit edilmesini talep etmiş, 23/10/2015 tarihli ek dilekçe ile dava konusu ettiği yerin 107 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, 1- Pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2- ........ taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı...... köyü muhtarı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Dava konusu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek 5. maddesi göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Şöyle ki;
Kural olarak bir davada davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) hakkın malikine, davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) ise o hakka uymakla yükümlü olan kişiye aittir. Gayrimenkul mülkiyetine ilişkin davalarda davalı sıfatının, taşınmaz malikine (tapu sicilinde malik olarak gözüken kişiye) ait olacağı tartışmasızdır. Kural bu olmakla birlikte bir davada, davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olacağı, dava ile elde edilmek istenen sonuca göre belirlenmelidir. Ormanların kuru mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğuna göre, orman olduğu kadastro komisyonunca belirlenen bir taşınmazın, tespitin iptali davasında pasif husumetin, mülk sahibi Hazine ile ormanlar üzerinde gözetim ve yönetim hakkı bulunan Orman Yönetimine ait olduğu sonucuna ulaşılması kaçınılmazdır. Başka bir anlatımla; bu tür davalarda, Hazine ve Orman Yönetimi arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır.
Somut olayda; ......parselin orman niteliğinde Hazine adına tespit edildiğine davacı köy tüzel kişiliğinin Orman Yönetimi aleyhine dava açtığına göre mecburi dava arkadaşı olan Hazinenin de davada yer alması gerekir. Bu nedenle, husumetin Hazineye de yaygınlaştırılarak davada yer almasının sağlanması, delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
.....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında..... parsel sayılı 1797136,48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davac....... muhtarı 14.10.2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; yapılan kadastro çalışmalarında komşu köy ile aralarında bulunan ormanlık sahanın kendi köylerine ait olan bir kısmının...... adına yazıldığını beyanla tespitin iptali ile sınırların kadimden beri kullanıldığı şekilde tekrar tespit edilmesini talep etmiş, 23/10/2015 tarihli ek dilekçe ile dava konusu ettiği yerin 107 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, 1- Pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2- ........ taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı...... köyü muhtarı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Dava konusu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek 5. maddesi göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Şöyle ki;
Kural olarak bir davada davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) hakkın malikine, davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) ise o hakka uymakla yükümlü olan kişiye aittir. Gayrimenkul mülkiyetine ilişkin davalarda davalı sıfatının, taşınmaz malikine (tapu sicilinde malik olarak gözüken kişiye) ait olacağı tartışmasızdır. Kural bu olmakla birlikte bir davada, davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olacağı, dava ile elde edilmek istenen sonuca göre belirlenmelidir. Ormanların kuru mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğuna göre, orman olduğu kadastro komisyonunca belirlenen bir taşınmazın, tespitin iptali davasında pasif husumetin, mülk sahibi Hazine ile ormanlar üzerinde gözetim ve yönetim hakkı bulunan Orman Yönetimine ait olduğu sonucuna ulaşılması kaçınılmazdır. Başka bir anlatımla; bu tür davalarda, Hazine ve Orman Yönetimi arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır.
Somut olayda; ......parselin orman niteliğinde Hazine adına tespit edildiğine davacı köy tüzel kişiliğinin Orman Yönetimi aleyhine dava açtığına göre mecburi dava arkadaşı olan Hazinenin de davada yer alması gerekir. Bu nedenle, husumetin Hazineye de yaygınlaştırılarak davada yer almasının sağlanması, delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.