1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

20. Hukuk Dairesi 2016/14646 E. , 2019/3345 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
20. Hukuk Dairesi 2016/14646 E. , 2019/3345 K.

'İçtihat Metni'
.......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 17/12/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerini...... parsel sayılı 6000 m² olan taşınmazın Şubat 1927 tarih ve 27 nolu tapu kaydı dikkate alınmadan, 1995 ve 1996 tarihleri arasında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde çamlık çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmesi üzerine kadim tarım arazi olan taşınmazın Hazine adına tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile açılan davanın....... sayılı kararı ile reddedildiği, hükmün 01/10/2012 tarihinde karar düzeltme isteğinin reddi ile kesinleştiği, başvurucuların, murisleri adına tapuya kayıtlı taşınmazın hiçbir bedel ödemeksizin Hazine adına tescil edilmesi hukukla bağdaşır nitelikte olmayıp müvekkillerin mağduriyetine sebebiyet verdiğini ileri sürerek taşınmazın rayiç bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalı tarihinden itibaren işleyecek kurum alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; her ne kadar davacı taraf Devletin tapu kayıtlarının tutulmasındaki sorumluluğuna dayanarak iş bu tazminat davasını açmış ise de; kadastro tespitinin yapıldığı tarih itibari ile davacıların tutunduğu 1927 tarih ve 27 sıra numaralı tapu kaydının hukukî değerini yitirdiği, resmi bir değer ve geçerliliğinin bulunmadığı, taşınmazın en az 20 yıldır davacı ve üst soyları tarafından kullanılmadığı bu şekilde kadastro çalışmaları esnasında dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinde herhangi bir hata ve yanlışlık bulunmadığı, davacı tarafın tutunduğu eski tapu kaydı hukuki bir değer taşımadığından bu kayda dayanılarak davacıların Devletin sorumluluğuna gidemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 1995 yılında yapılan kadastro sırasında.....da 9 parsel sayılı 6.244,28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, çamlık ve çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edildiği, itiraz edilmediğinden 31.12.1996 tarihinde kesinleştiği, davacılar ... ve ... vekilinin 14.1.1999 tarihli dilekçe ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak çekişmeli taşınmazın müvekkilleri adlarına tapuya tescili istemiyle dava açtığı, yargılama sırasında 1927 tarih ve 27 sıra numaralı tapu kaydına tutunduğu, yargılama sonunda ......sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, dayanak tapu kaydının halen davacıların dedeleri adlarına kayıtlı olduğu, intikal görmediğinden hukukî değerini yitirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 23/02/2012 gün ve 2011/16122 E. - 2533 K. sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibariyle orman
....
sayılan yerlerden olduğu ve eylemli orman niteliğinde bulunduğu, Devlet ormanlarının özel mülkiyete konu olamayacağı, tapu ya da kazandırıcı zamanaşımı yoluyla veya başka bir yol ile kazanılamayacağı, davacının tutunduğu tapu kaydının 4785 sayılı Kanun karşısında hukukî değer taşımayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu gözetilerek hükmün onanmasına karar verildiği, davacılar vekilinin kararın düzeltilmesi talebinin ise Dairenin 01/10/2012 gün ve 2012/8919 E. - 10905 K. sayılı kararı ile reddedilerek hükmün aynı gün kesinleştiği, eldeki dava ise 17.12.2015 günü açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre, asliye hukuk mahkemesinin 1999/36 E. sayılı dosyasında çekişmeli taşınmazın öncesinin orman olduğu, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş olup, davacı tarafından dayanılan dayanak Şubat 1927 tarih ve 27 sıra nolu tapu kaydının hukuki niteliğini yitirdiği, 4785 sayılı Kanun karşısında hukukî geçerliliği kalmayan tapu kayıtlarına dayalı olarak tazminat istenemeyeceği gibi, davacılar adına kadastroca oluşmuş ve daha sonra mahkemelerce iptal edilmiş geçerli bir tapu kaydı da bulunmadığından tazminata hak kazanılamayacağı belirlenerek davacı yanın tazminat talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine 13/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.