20. Hukuk Dairesi 2019/959 E. , 2019/2714 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
20. Hukuk Dairesi 2019/959 E. , 2019/2714 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Sitesinin 15307, 15309, 15310, 15318, 15319 ada olmak üzere 5 adadan oluştuğunu, her adanın kendi içinde ayrı bir yönetimi bulunduğunu, 15318 adada 10 adet kapıcı dairesi bulunduğunu, 6 adedinin davacı tarafından, 4 adedinin 15307, 15309 ve 15310 adalar tarafından kullanıldığını, kapıcı daireleri 15318 adada bulunsa da ortak giderlerden ilgili adanın sorumlu olduğunu, davalı 15310 ada yönetiminin, davacı 15318 adadaki B6 blokta yer alan kapıcı dairesini işgal ettiğini, burayı üçüncü kişilere kiraya vererek kirasını aldığını, davacı yönetimin 15318 adada yer alan apartmanlara dış yalıtım ve mantolama işi yaptırdığını, B-6 bloktaki kapıcı dairesi için de 4.886,36-TL isabet ettiğini, bu tutarın tahsili için 15310 ada yönetimi aleyhine ... 7. İcra Müdürlüğünün 2015/16406 Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borca davalı tarafından haksız itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle; sulh hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usülden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; aynı ada yönetimine dahil farklı parsel yönetimleri arasında, ortak giderlerin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen toplu yapılara ilişkin özel hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle birden fazla parsel üzerinde kurulu olan sitedeki uyuşmazlık hakkında, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Sitesinin 15307, 15309, 15310, 15318, 15319 ada olmak üzere 5 adadan oluştuğunu, her adanın kendi içinde ayrı bir yönetimi bulunduğunu, 15318 adada 10 adet kapıcı dairesi bulunduğunu, 6 adedinin davacı tarafından, 4 adedinin 15307, 15309 ve 15310 adalar tarafından kullanıldığını, kapıcı daireleri 15318 adada bulunsa da ortak giderlerden ilgili adanın sorumlu olduğunu, davalı 15310 ada yönetiminin, davacı 15318 adadaki B6 blokta yer alan kapıcı dairesini işgal ettiğini, burayı üçüncü kişilere kiraya vererek kirasını aldığını, davacı yönetimin 15318 adada yer alan apartmanlara dış yalıtım ve mantolama işi yaptırdığını, B-6 bloktaki kapıcı dairesi için de 4.886,36-TL isabet ettiğini, bu tutarın tahsili için 15310 ada yönetimi aleyhine ... 7. İcra Müdürlüğünün 2015/16406 Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borca davalı tarafından haksız itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle; sulh hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usülden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; aynı ada yönetimine dahil farklı parsel yönetimleri arasında, ortak giderlerin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen toplu yapılara ilişkin özel hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle birden fazla parsel üzerinde kurulu olan sitedeki uyuşmazlık hakkında, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.