1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2017/17129 E. , 2018/6561 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2017/17129 E. , 2018/6561 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, düğünde 1 adet alyans yüzük, 1 adet tek taş pırlanta yüzük, 6 adet 24 ayar bilezik, 1 adet 24 ayar künye ve yaklaşık 50 adet çeyrek altın takıldığını, davalının bu ziynet eşyalarını sattığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile bedeli 13.986,95. TL' ye yükseltmiştir.
Davalı, davacının annesinin yanına gittiğini ve bir daha geri dönmediğini, davacının annesinin yanına giderken davaya konu edilen ziynet eşyalarını da beraberinde götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; tarafların ayrılmasından 3-4 ay sonra davacının müşterek eve giderek kıyafetleri ile çeyiz eşyalarını aldığı, ziynet eşyalarının müşterek evde kaldığı beyan edilmiş ise de, ziynet eşyalarının niteliği itibariyle kolayca davacının üzerinde taşınabilecek nitelikte olması, davacının müşterek eve gittiğinde davalının evde bulunmaması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.09.2016 tarih ve 2016/9732 Esas 2016/11347 Karar sayılı ilamıyla; davacı iddiasının, ziynetlerin düğün sonrasında davalı tarafından alınarak bozdurulduğu yönünde olması, yine bu iddiayı destekleyen nitelikte tanık beyanlarının bulunması hususları dikkate alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılmasının gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamına mahkemece uyulmasıyla birlikte yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 1 alyans, 1 tektaş pırlanta, 3 adet 22 ayar burma bilezik (15 er gram) 3 adet muhtelif bilezik ( 7 şer gram), 45 adet çeyrek altın karşılığı davalının davacıya 13.986,95 TL ödemesine, 12.986,95 TL'ye 24/04/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ziynet eşyalarına yönelik hüküm fıkrasının infaz kabiliyeti yönünden re’sen yapılan temyiz incelemesi neticesinde;
Dava; ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ziynet eşyalarının davalıya aynen iadesine karar verilmiştir. HMK’nun 297. maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde, dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olacaktır.
İİK'nun 24/4.maddesinde ise aynı doğrultuda; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı şekilde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse; hüküm fıkrasının açık olması, duraksama yaratmaması bu nedenle somut uyuşmazlık özelinde hükümde, aynen iadesine karar verilen ziynetlerin cins nitelik, miktar (gram, ayar) ve değerlerinin açık olarak yazılması gerekir.
Oysa; dosya kapsamındaki hükme esas alınan kuyumcu bilirkişi raporunda dava konusu ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerleri ayrı ayrı gösterilmiş ise de; mahkemece iadesine karar verilen ziynetlerin, “değerleri” hüküm fıkrasında gösterilmemiştir. Bu suretle infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden dosyada bulunan ve hükme esas alınan 03.04.2017 tarihli bilirkişi raporu kararın eki sayılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1 numaralı bendinin sonuna “ kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen 03.04.2017 tarihli raporun kararın eki sayılmasına” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.