3. Hukuk Dairesi 2017/16508 E. , 2018/6231 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
3. Hukuk Dairesi 2017/16508 E. , 2018/6231 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ... aleyhine ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2008/659 E. sayılı davada ve ... aleyhine ...4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2008/448 E. sayılı davada; ...'nın Müvekkil şirkette çalışır iken davalı şirketin yüksek gerilim hattından dolayı 23.08.2005 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde vefat ettiğini bu olay üzerine ...'nın mirasçılarının ... 11. İş Mahkemesinde müvekkili aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat taleplerinin yapılan yargılaması sonucunda kabul edildiğini ve anılan mahkeme tarafından verilen kararın Yargıtay İlamı ile onanmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacılara toplam 333.731,46 TL ödeme yapıldığını, olayda müvekkili şirket ile birlikte davalı şirketin de kusurlu bulunduğundan müvekkilleri şirketçe ödenen meblağın kusur oranında davalı şirketten tahsili gerektiğini, müvekkili şirket tarafından ... 17. İcra Müdürlüğü dosyasında yapılan toplam 12.672,60TL masraf yapıldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla 173.202,03 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacının ... aleyhine açtığı ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/659 Esas sayılı dosyası, ... aleyhine ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/448 Esas sayılı dosyasında açılan dava ile birleştirilmiş, birleştirilen dosyada asıl dava davalısı ...yönünden davanın husumetten reddine, birleşen dava davalısı ... yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/6313 E.-6058 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, karar 17.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir.Davalı ...aleyhine açılan ve mahkemece yetkisizlik verilerek kesinleşen davada, davacı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile dava dosyası mahkemece 2010/125 Esasına kaydedilmiş ve yapılan yargılama sonucu mahkemece; davalı ...'ın olaydaki sorumluluğu açısından 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin daha evvel yapılan yargılamada ileri sürülmemiş ve mahkemece de değerlendirilmemiş olduğu, rücuya konu olan iş kazasının 23.08.2005 tarihinde gerçekleşmiş olduğu, dava dışı ... ile davalı ... arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 7.6 maddesine göre, imza tarihinden önce dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun; bu dönemde yürütülmüş olan faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin, takip ve davalardan doğacak mali yükümlülüklerin ...'a ait olduğunun öngörüldüğü, rücuya konu olan iş kazasının bu sözleşme tarihinden önce gerçekleştiği ve dolayısıyla sözleşmenin 7.6 maddesi gözönüne alındığında, davalı ...'ın hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerinde Dairemizin 2015/16585 esas 2015/20421 karar sayılı 16/12/2015 tarihli ilamıyla;
“ ... Somut olayda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının daha evvel bu dava ile dava konusu aynı olan bir dava açtığı ve mahkemece davalı ... yönünden husumetten red kararı verildiği ve hükmün 7. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Buna göre mahkemece; yukarıda belirtilen kesin hükme aykırı olarak ve davalı ile ...arasındaki sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı gözetilmeden somut olayda davalı ...'ın sorumlu olmadığı, sorumluluğun ...'a ait olduğu yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.O halde, mahkemece; davanın esasına girilerek yapılacak yargılama sonucunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; kesinleşen tazminat dosyası kapsamında alınan kusur raporuna göre ...’ın %40 kusurlu olduğu, verilen karar kesinleşmesi nedeniyle yeniden kusur incelemesi yapılmayacağı, kusur oranlarına göre davacı tarafından ödenen bedelin yarısının davalıya ait olması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan ödeme miktarına göre davanın kısmen kabulü ile 161.172,03 TL nin ödeme tarihi olan 30/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık; tazminat davasında alınan kusur raporunun, rücuen tazminat dosyasında hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.Dosya kapsamından, kazazede ...’in iş kazası nedeniyle vefatından kaynaklanan tazminat davasında davalı olarak ...Telekominkasyon A.Ş.nin gösterildiği, davalı ...’ın veya ...’ın davalı olarak gösterilmediği, kendilerine her hangi bir ihbarında yapılmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre ...Telekominkasyon A.Ş.nin % 40,dava dışı ...’ın % 40, kazazedenin % 20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, temyize konu davada ise bu oranların kesinleşmesi sonucu yeniden kusur raporu alınmaksızın hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar tazminat davasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kusur oranları belirlenmiş ise de; davalı ... şirketinin dosyada taraf olmadığı, savunma hakkını kullanamadığı görülmektedir. Bu yönüyle tazminat davasında hükme esas alınan kusur raporu, iş bu rücuen tazminat dosyasındaki uyuşmazlığı çözecek mahiyette değildir.O halde; mahkemece; tarafların sorumluluklarını ve kusur oranlarını doğuran olayı ayrı ayrı gösterecek şekilde uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, tazminat davasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ... aleyhine ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2008/659 E. sayılı davada ve ... aleyhine ...4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2008/448 E. sayılı davada; ...'nın Müvekkil şirkette çalışır iken davalı şirketin yüksek gerilim hattından dolayı 23.08.2005 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde vefat ettiğini bu olay üzerine ...'nın mirasçılarının ... 11. İş Mahkemesinde müvekkili aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat taleplerinin yapılan yargılaması sonucunda kabul edildiğini ve anılan mahkeme tarafından verilen kararın Yargıtay İlamı ile onanmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacılara toplam 333.731,46 TL ödeme yapıldığını, olayda müvekkili şirket ile birlikte davalı şirketin de kusurlu bulunduğundan müvekkilleri şirketçe ödenen meblağın kusur oranında davalı şirketten tahsili gerektiğini, müvekkili şirket tarafından ... 17. İcra Müdürlüğü dosyasında yapılan toplam 12.672,60TL masraf yapıldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla 173.202,03 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacının ... aleyhine açtığı ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/659 Esas sayılı dosyası, ... aleyhine ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/448 Esas sayılı dosyasında açılan dava ile birleştirilmiş, birleştirilen dosyada asıl dava davalısı ...yönünden davanın husumetten reddine, birleşen dava davalısı ... yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/6313 E.-6058 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, karar 17.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir.Davalı ...aleyhine açılan ve mahkemece yetkisizlik verilerek kesinleşen davada, davacı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile dava dosyası mahkemece 2010/125 Esasına kaydedilmiş ve yapılan yargılama sonucu mahkemece; davalı ...'ın olaydaki sorumluluğu açısından 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin daha evvel yapılan yargılamada ileri sürülmemiş ve mahkemece de değerlendirilmemiş olduğu, rücuya konu olan iş kazasının 23.08.2005 tarihinde gerçekleşmiş olduğu, dava dışı ... ile davalı ... arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 7.6 maddesine göre, imza tarihinden önce dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun; bu dönemde yürütülmüş olan faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin, takip ve davalardan doğacak mali yükümlülüklerin ...'a ait olduğunun öngörüldüğü, rücuya konu olan iş kazasının bu sözleşme tarihinden önce gerçekleştiği ve dolayısıyla sözleşmenin 7.6 maddesi gözönüne alındığında, davalı ...'ın hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerinde Dairemizin 2015/16585 esas 2015/20421 karar sayılı 16/12/2015 tarihli ilamıyla;
“ ... Somut olayda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının daha evvel bu dava ile dava konusu aynı olan bir dava açtığı ve mahkemece davalı ... yönünden husumetten red kararı verildiği ve hükmün 7. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Buna göre mahkemece; yukarıda belirtilen kesin hükme aykırı olarak ve davalı ile ...arasındaki sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı gözetilmeden somut olayda davalı ...'ın sorumlu olmadığı, sorumluluğun ...'a ait olduğu yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.O halde, mahkemece; davanın esasına girilerek yapılacak yargılama sonucunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; kesinleşen tazminat dosyası kapsamında alınan kusur raporuna göre ...’ın %40 kusurlu olduğu, verilen karar kesinleşmesi nedeniyle yeniden kusur incelemesi yapılmayacağı, kusur oranlarına göre davacı tarafından ödenen bedelin yarısının davalıya ait olması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan ödeme miktarına göre davanın kısmen kabulü ile 161.172,03 TL nin ödeme tarihi olan 30/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık; tazminat davasında alınan kusur raporunun, rücuen tazminat dosyasında hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.Dosya kapsamından, kazazede ...’in iş kazası nedeniyle vefatından kaynaklanan tazminat davasında davalı olarak ...Telekominkasyon A.Ş.nin gösterildiği, davalı ...’ın veya ...’ın davalı olarak gösterilmediği, kendilerine her hangi bir ihbarında yapılmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre ...Telekominkasyon A.Ş.nin % 40,dava dışı ...’ın % 40, kazazedenin % 20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, temyize konu davada ise bu oranların kesinleşmesi sonucu yeniden kusur raporu alınmaksızın hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar tazminat davasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kusur oranları belirlenmiş ise de; davalı ... şirketinin dosyada taraf olmadığı, savunma hakkını kullanamadığı görülmektedir. Bu yönüyle tazminat davasında hükme esas alınan kusur raporu, iş bu rücuen tazminat dosyasındaki uyuşmazlığı çözecek mahiyette değildir.O halde; mahkemece; tarafların sorumluluklarını ve kusur oranlarını doğuran olayı ayrı ayrı gösterecek şekilde uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, tazminat davasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.