3. Hukuk Dairesi 2017/16474 E. , 2018/5927 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
3. Hukuk Dairesi 2017/16474 E. , 2018/5927 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden husumetten reddine; davalı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar,...'nun eşi ...'nun 29.03.2003 tarihinde, mülkiyeti kendisine ait olan ... plakalı aracını tamir ettirmek üzere davalılardan ...'in ... Sanayi ... Sk.... adresindeki işyerine getirdiğini, aracın, çift sütunlu mekanik servis lifti ile kaldırıldığı sırada, liftin ayaklarının bağlı olduğu somunun kaynak bağlantılarının kopması sonucu, aracın üzerine düştüğünü ve vefat ettiğini, davalılar aleyhine ... 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2003/585 Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, davalılardan tamir atölyesinin sahibi ...'in, iş kazalarını önlemek için işyerinde alınması gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini almadığından, diğer davalı, mekanik servis liftinin imalatçısı ... İnş. Mak. San. Tic. Ltd. Şti.'nin sahibi ...'ın ise; kaldırma makinelerinde bulunması gerekli kriterlere uygun olmayan imalattan eksik ve hatalı üretilen ve gerekli periyodik bakım ve onarımı yapılmayan mekanik liftin imalatçısı olarak kusurlu olduklarını olay nedeniyle eş ve baba desteğini yitirdiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ... için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, ... için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı ..., davanın kendisi ile bir ilgisinin olmadığını, konu edilen ve arıza yaptığı iddia edilen lift makinesini ... İnşaat Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.'nin üretip sattığını belirterek, husumet itirazında bulunmuş; tamirhane sahibi diğer davalı ...'in aracın düşmesini engellemek için ayrıca alması gereken önlemleri almadığını, tarafına atfedilecek bir kusur olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ..., kendisinin kusurlu olmadığını, işyerinde gerekli tüm önlemleri aldığını, asıl kusurlu olanın bu lifti imalat eden diğer davalı ... isimli imalatçı olduğunu, zira,bu aracı teknik şartlara ve TSE'ye uygun olarak yapmadığını,kendisinin defalarca diğer davalıdan gelip aracın bakımını yapmasını istemesine rağmen, kendisini oyaladığını ve gelip bakımını yapmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine, davacıların ıslahla ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeni ile reddine,davacı ... için 500,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 500,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın 29.03.2003 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ...'den alınıp davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminata ilişkin fazla taleplerinin reddine dair verilen kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde, Dairemizin 12.03.2015 tarih ve 2014/10175 E-2015/4007 K. sayılı ilamı ile ‘’...eldeki davanın belirsiz alacak davası olduğu ve ıslahla artırılan kısmın zamanaşımına tabi olmadığı,zarar miktarının öğrenilmesinden itibaren davacı tarafından dava ıslah edildiğinden ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu,yine ceza dosyasında alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı,mahkemece alanında uzman 3’lü bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği...’’ gerekçe gösterilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Dairemizin bu bozma ilamı sonrasında davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından bozma ilamına ilişkin karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Dairemizin 03.05.2016 tarih ve 2015/15527 E. 2016/6959 K. sayılı kabul-bozma ilamında ise,’’...eldeki davanın belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olduğu,davacının 29.03.2003 tarihinde gerçekleşen haksız eylem nedeniyle davalı aleyhinde 03.11.2003 tarihinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak maddi ve manevi tazminat davası açtığı, 07.05.2013 tarihli bilirkişi raporunun tebliği üzerine, 13.05.2013 tarihinde davayı kısmen ıslah ettiği ve ıslah talebine karşı da davalı vekilinin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, dava açılmakla, fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımı kesilmediğinden, kısmi ıslaha karşı da zamanaşımı definin yerinde olduğu ve fiilin işlendiği tarihten itibaren 6098 sayılı TBK.'nun 72.mad.(eski BK.60/1.mad.) gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle dolduğu ve bu nedenle de, yerel mahkemenin ıslahla ilgili talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine ilişkin kararın yerinde olduğu ...’’ gerekçesiyle bozma ilamının 1 no’lu bendinin kaldırılarak hükmün anılan bozma ilamının 2 no’lu bendinde açıklanan nedenle bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece,Dairemizin 03.05.2016 tarih ve 2015/15527 E. 2016/6959 K. sayılı kabul-bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise;davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine;davacıların ıslahla ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine;davacı ... için 500,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 500,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın 29.03.2003 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ...’den alınıp davacılara verilmesine; davacıların manevi tazminata ilişkin fazla taleplerinin reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davacılar vekilinin tüm,davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Ancak,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13. maddesinde’’
(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.'' düzenlemesi yer almaktadır.
2-Mahkemece,yukarıda ifade edilen tarife hükümleri uyarınca davalı ... vekili lehine reddedilen kısım üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca 11.615,20 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile 1.980,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm,davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 9. bendinde yer alan ‘’...1.980,00 TL...’’ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ‘’...11.615,20 TL nisbi...’’ ifadelerinin yazılmasına,hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden husumetten reddine; davalı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar,...'nun eşi ...'nun 29.03.2003 tarihinde, mülkiyeti kendisine ait olan ... plakalı aracını tamir ettirmek üzere davalılardan ...'in ... Sanayi ... Sk.... adresindeki işyerine getirdiğini, aracın, çift sütunlu mekanik servis lifti ile kaldırıldığı sırada, liftin ayaklarının bağlı olduğu somunun kaynak bağlantılarının kopması sonucu, aracın üzerine düştüğünü ve vefat ettiğini, davalılar aleyhine ... 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2003/585 Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, davalılardan tamir atölyesinin sahibi ...'in, iş kazalarını önlemek için işyerinde alınması gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini almadığından, diğer davalı, mekanik servis liftinin imalatçısı ... İnş. Mak. San. Tic. Ltd. Şti.'nin sahibi ...'ın ise; kaldırma makinelerinde bulunması gerekli kriterlere uygun olmayan imalattan eksik ve hatalı üretilen ve gerekli periyodik bakım ve onarımı yapılmayan mekanik liftin imalatçısı olarak kusurlu olduklarını olay nedeniyle eş ve baba desteğini yitirdiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ... için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, ... için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı ..., davanın kendisi ile bir ilgisinin olmadığını, konu edilen ve arıza yaptığı iddia edilen lift makinesini ... İnşaat Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.'nin üretip sattığını belirterek, husumet itirazında bulunmuş; tamirhane sahibi diğer davalı ...'in aracın düşmesini engellemek için ayrıca alması gereken önlemleri almadığını, tarafına atfedilecek bir kusur olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ..., kendisinin kusurlu olmadığını, işyerinde gerekli tüm önlemleri aldığını, asıl kusurlu olanın bu lifti imalat eden diğer davalı ... isimli imalatçı olduğunu, zira,bu aracı teknik şartlara ve TSE'ye uygun olarak yapmadığını,kendisinin defalarca diğer davalıdan gelip aracın bakımını yapmasını istemesine rağmen, kendisini oyaladığını ve gelip bakımını yapmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine, davacıların ıslahla ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeni ile reddine,davacı ... için 500,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 500,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın 29.03.2003 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ...'den alınıp davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminata ilişkin fazla taleplerinin reddine dair verilen kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde, Dairemizin 12.03.2015 tarih ve 2014/10175 E-2015/4007 K. sayılı ilamı ile ‘’...eldeki davanın belirsiz alacak davası olduğu ve ıslahla artırılan kısmın zamanaşımına tabi olmadığı,zarar miktarının öğrenilmesinden itibaren davacı tarafından dava ıslah edildiğinden ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu,yine ceza dosyasında alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı,mahkemece alanında uzman 3’lü bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği...’’ gerekçe gösterilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Dairemizin bu bozma ilamı sonrasında davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından bozma ilamına ilişkin karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Dairemizin 03.05.2016 tarih ve 2015/15527 E. 2016/6959 K. sayılı kabul-bozma ilamında ise,’’...eldeki davanın belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olduğu,davacının 29.03.2003 tarihinde gerçekleşen haksız eylem nedeniyle davalı aleyhinde 03.11.2003 tarihinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak maddi ve manevi tazminat davası açtığı, 07.05.2013 tarihli bilirkişi raporunun tebliği üzerine, 13.05.2013 tarihinde davayı kısmen ıslah ettiği ve ıslah talebine karşı da davalı vekilinin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, dava açılmakla, fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımı kesilmediğinden, kısmi ıslaha karşı da zamanaşımı definin yerinde olduğu ve fiilin işlendiği tarihten itibaren 6098 sayılı TBK.'nun 72.mad.(eski BK.60/1.mad.) gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle dolduğu ve bu nedenle de, yerel mahkemenin ıslahla ilgili talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine ilişkin kararın yerinde olduğu ...’’ gerekçesiyle bozma ilamının 1 no’lu bendinin kaldırılarak hükmün anılan bozma ilamının 2 no’lu bendinde açıklanan nedenle bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece,Dairemizin 03.05.2016 tarih ve 2015/15527 E. 2016/6959 K. sayılı kabul-bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise;davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine;davacıların ıslahla ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine;davacı ... için 500,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 500,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın 29.03.2003 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ...’den alınıp davacılara verilmesine; davacıların manevi tazminata ilişkin fazla taleplerinin reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davacılar vekilinin tüm,davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Ancak,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13. maddesinde’’
(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.'' düzenlemesi yer almaktadır.
2-Mahkemece,yukarıda ifade edilen tarife hükümleri uyarınca davalı ... vekili lehine reddedilen kısım üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca 11.615,20 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile 1.980,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm,davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 9. bendinde yer alan ‘’...1.980,00 TL...’’ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ‘’...11.615,20 TL nisbi...’’ ifadelerinin yazılmasına,hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.