1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

21. Hukuk Dairesi 2016/11542 E. , 2018/5295 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
21. Hukuk Dairesi 2016/11542 E. , 2018/5295 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacı, 01.07.2014 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dava, maluliyet aylığını talebini reddeden davalı Kurum işleminin iptali ile 01.07.2014 tarihinden itibaren maluliyet aylığı tahsis edilmesi ve aylıkların yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 07.12.2013 tarihinde maluliyet aylığı talep ettiği, davalı Kurumun 23.07.2014 tarihinde davacının çalışma gücünü %60 oranında kaybetmediğine karar verdiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporunun dosya içinde olmadığı, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 02.09.2015 tarihli kararı ile 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre beden çalışma gücünün en az %60'ını kaybetmemiş olduğundan, malul sayılamayacağına karar verdiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi ise 'Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.
Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nca karara bağlanır.' şeklinde düzenlenmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu'nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu'na giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda; davacının maluliyet oranının belirlenmesi bakımından Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan rapor alınmadığı göz önünde bulundurulmadan ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu raporu arasında çelişki doğması halinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla çelişkinin giderilmesi gerektiği dikkate alınmadan karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş; öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan davacının maluliyet oranının tespitine ilişkin rapor almak, Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile aralarında çelişki olması halinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan rapor alarak çelişkiyi gidermek ve davacının dava tarihi itibariyle maluliyet aylığı koşullarına haiz olup olmadığını da değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de, davanın reddine karar verilmişken davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hatalıdır.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.