21. Hukuk Dairesi 2016/16705 E. , 2018/1886 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/16705 E. , 2018/1886 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

Davacı, 20.10.1986 tarihinden itibaren tarımla uğraştığını, Tarım Bağ-Kur kaydının hiç yapılmadığını belirterek Tarım Bağ-Kur kaydının yapılmasını ve hizmet sürelerinin borçlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R
Davacı, 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile tespit edilecek hizmet sürelerinin borçlandırılmasını telep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/10/2008 tarihinden itibaren zorunlu 4-b sigortalısı olarak tescil edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun'un 64. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. maddesi ile; '31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz' hükmü getirilmiştir.
Hukuk yargılamasında, mevzuatın yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi mevzuat yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o mevzuat hükümleri uygulanır. Mevzuatın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenir.
Ayrıca, Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa'nın 7/b maddesi uyarınca sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının b bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı bildirilmiştir.
Somut olayda, davanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. maddesinin yürürlük tarihinden sonra açılmış olup, dava açılmadan önce Kurum'a başvuru yapmanın gerekliliğine ilişkin bir şartın mevcut olduğu gözetilmeden, davacının Kuruma başvurusu olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğu gibi davacının teslim ettiği ürünlerden yapılan prim kesintisi bulunup bulunmadığı araştırılmadığı ve 5510 sayılı Yasa'nın 7/b maddesi de dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının Kuruma başvurusu olup olmadığını sormak, dava Kuruma başvurulmadan açıldıysa dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek, Kuruma başvurunun bulunması halinde davacının prim kesintisi ve ürün teslimi yaptığı tarihler araştırılarak yukarıda anlatılan ilkeler ışığında ve 5510 sayılı Yasa'nun 7/b maddesi de dikkate alınarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri belirlemek, prim kesintisi bulunmaması halinde ise 5510 sayılı Yasa'nun 7/b maddesi gereğince tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine,
27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön