1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

21. Hukuk Dairesi 2016/10812 E. , 2018/269 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
21. Hukuk Dairesi 2016/10812 E. , 2018/269 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması olmadığından Sosyal Güvenlik Destek Primi sorumlusu olmadığının tespitiyle yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dava, davacının yaşlılık aylığından kesilen SGDP kesintilerinin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dava dosyasında dava, davacı murislerinin, mütevveffa sigortalının ilk açılan dava tarihi olan 18.12.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığından kesilmesine devam olunan SGDP kesintilerinin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “davanın taleple bağlı olarak kabulüne, 100 TL SGDP kesintisinin 27/02/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı H.M.K'nın 176 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. Ancak, davacı peşin harç(nispi harç) yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talepte bulunur ise bu durum yeni bir ek dava olarak nitelendirilmelidir.
Öte yandan, HMK'nın 297. maddesi uyarınca; “ Hükmün sonuç kısmında da gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği ” belirtilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; asıl davanın 18.12.2009 tarihinde açıldığı, davacının yargılama esnasında vefat ettiği, ... 3. İş Mahkemesi’nin 2008/536 Esas sayılı dosyasında davacı müteveffa sigortalının açtığı tespit davası yargılaması neticesi Mahkemece “davanın kabulü ile davacının 01.10.1999-08.03.2007 tarihleri arasında kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması olmadığının tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, diğer talep konusunda tefrik kararı verildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2011 tarih ve 2010/3318 Esas, 2011/12100 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, yargılama esnasında Kurum’un 20.01.2015 tarihli cevabı yazısı ile davacının yaşlılık aylığından 27.02.2007- 27.02.2011 tarihleri arasında 5862,22 TL toplam SGDP kesintisinin yapıldığı, başkaca kesinti olmadığı hususunun Mahkeme’ye bildirildiği, davacılar vekili tarafından 22.01.2015 tarihli celsede “ 27/02/2007-27/02/2011 tarihlerini kapsar şekilde toplam 5862,22 TL. kesinti vardır” şeklinde beyanda bulunduğu, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, Mahkemece davacılar vekilinin duruşma celsesindeki beyanı ve bu doğrultuda müteveffa sigortalının SGDP tescil kaydının olduğu dönem içerisinde yapılan SGDP kesinti tutarı dikkate alınarak, dava konusu devre içinde davacının yaşlılık aylığından 27.02.2007-08.03.2007 tarihleri arasında sadece 105,98 TL SGDP kesintisi yapıldığının kabulü ile yazılı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, gerek asıl gerek birleşen dava dilekçeleri ile davacı müteveffa sigortalı ile müteveffa sigortalının mirasçıları tarafından davacı müteveffa sigortalının yaşlılık aylığından yapılan SGDP kesintilerinin, ilk kesinti tarihinden ve açılan asıl dava tarihi sonrası da Kurum tarafından kesintiye devam edilmesi nedeniyle 18.12.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi isteminde bulunulmuştur. Davacı vekilinin 22.01.2015 tarihli celse esnasındaki beyanı ıslah olarak değerlendirilemez. Mahkemece kesinlemiş mahkeme ilamı dikkate alınarak asıl dava ve birleşen dava dosyası ile ilgili olarak davacı tarafların istemleri doğrultusunda ve ayrı ayrı sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 18.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.