1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2016/13514 E. , 2018/3542 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2016/13514 E. , 2018/3542 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl ve karşı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacılar; davalı ... İnşaat Ltd. Şirketi yetkilisi ve taşınmaz maliki ... ile aralarında haricen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre ... ili ... Köyü... Mevkiinde bulunan ve ...inşaat halindeki üç katlı bahçe villa için toplam 167.500 Dolar’ın satıcı ...'e ödendiğini, davalı ...'in, taşınmazı 10/08/2006 tarihli sözleşmeye bağlı olarak 30/08/2007 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini ancak belirtilen süre içinde taşınmazı devredemediğini, ödediği miktarın da kendisine iade edilmediğini, sözleşmeye konu taşınmazla ilgili olarak davalı ... hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2007/895 esas sayılı dosyası ile üçüncü bir kişiye borcundan dolayı takibe geçildiği ve taşınmazın icra dosyası üzerinden satışa çıkartıldığının öğrenilmesi üzerine ek olarak 08/08/2008 tarihinde yeni bir sözleşme imzaladıklarını ve bu sözleşmeye de satıcı adına diğer davalı ...'un kefil olarak yazıldığını ancak taahhüde ilişkin hükümlerin yerine getirilmediğini, bu arada taşınmazın ... 2. İcra Müdürlüğünün 2007/895 sayılı dosyası ile davalının başka bir borcu nedeniyle satıldığını ve kararın kesinleştiğini beyan ederek 10/08/2006 tarihli satış sözleşmesinin ve buna bağlı ekli sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ek sözleşmede cezai şart olarak ödenmesi kararlaştırılan 210.000 Dolar’ın (373,800-TL’nin) sözleşme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; davacıların sözleşmeden doğan görevlerini yerine getirmedikleri için dava açma hakları olmadığı gibi kendi kefaletinin de devreye girmediğini, kefaletin süreli olduğunu ve bu sürenin davacıların sözleşmeye aykırı hareketlerinden dolayı tapunun devri için kararlaştırılan 30/09/2008 tarihinde sona erdiğini belirterek davacıların davalarının reddine, karşı dava olarak davacılarla yaptığı 08.08.2008 tarihli inşaat sözleşmesine istinaden 115.000 dolarlık imalat bedelinden sadece 40.000 dolar ödenmiş olduğundan imalat bedelinden bakiye 75.000 doların ödeme tarihindeki TL değeri üzerinden ticari faizi ile birlikte davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Diğer davalılar; davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile 167.500-Dolar alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ...'un karşı davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı karşı davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dava ve karşı dava, harici gayrimenkul alım satım sözleşmesinden ve inşaat yapım sözleşmelerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda toplanmaktadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 'Amaç' başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra 'Kapsam' başlıklı 2.maddesinde; bu kanunun birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde 3.maddede tanımları verilen satıcı ve tüketici arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davaya ve taraflar arasında akdedilen sözleşmelere konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, davalıların yüklenici ve satıcı, davacı alıcının tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Hal böyle olunca mahkemece; re'sen gözetilmesi gereken ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusu üzerinde durularak, 4077 sayılı Kanunun 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, şimdilik davalı karşı davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davalı karşı davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.