3. Hukuk Dairesi 2017/7167 E. , 2018/3015 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
3. Hukuk Dairesi 2017/7167 E. , 2018/3015 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya ait petrol istasyonundan davacı şirketin aldığı birikmiş akaryakıt borcuna karşılık şirketin ortağı davalı ...tarafından 30.000 TL bedelli bir adet açık senedin davalıya verildiğini, davacı şirkete ait iş makinesinin 28.08.2009 tarihinde masraf ve operatör masrafları davalıya ait olmak üzere aylık net 5.000 TL+KDV kira bedeli ile davalıya kiraya verildiğini, sözleşmenin tanıkların huzurunda imzalanarak iş makinesinin ...'da davalıya teslim edildiğini ve davalı tarafından ...'e götürüldüğünü, davalının da iş makinesini ... İnşaat... Ltd. Şti isimli şirkete kiraya verildiğini, sözleşme gereğince iş makinesinin kira bedellerinin öncelikle davalının senetle temin edilen alacağına mahsup edilerek kalan bakiye bedeli müvekkiline ödeyeceğini, davalı iş makinesinin operatörünün hem maaşını verecek hemde sigortasını yaptıracağını, taraflar arasında sözleşmenin imzalanmasından sonra kiraya konu iş makinesinin davalı tarafından 10 ay 9 gün süreyle kullanıldığını, davalı ile yapılan bu sözleşmeye rağmen davalının sözleşmeye uymadığını, sözleşmeye göre iş makinasının tek vardiya çalıştırılması gerekirken iş makinesini çift vardiya çalıştırıldığını, bakiye kira bedellerinin ve operatörün maaşının ödenmediğini, sigortasının yaptırılmadığını, 30.000 TL senet bedelinin mahsup edildikten sonra bakiye kalan 73.000 TL kira bedelini ve operatörün birikmiş 7.000 TL maaşını ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 21.500 TL kira bedellerinin muaccel olduğu aylardan itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı şirketin 30.000 TL yakıt borcunun ödenmesi için davacı adına kayıtlı iş makinesinin 20.08.2009 tarihi itibariyle aylık 5.000 TL kira ile kiralandığını, iş makinesini ... İnşaat Ltd.Şti'ye ait iş yerinde 3 ay çalıştırabildiğini, bu firmada aylık KDV hariç 5.500 TL ücret aldığını, buna ilişkin faturaları ibraz ettiğini, üç aylık süre sonunda iş makinesi sahibinin iklim şartlarını bahane ederek izinsiz olarak kiraladığı iş makinesini alıp
götürdüğünü, 3 aylık süreye ilişkin 18.172 TL kira alacağının 30.000 TL'den mahsup edildiğini, halen davacının 11.828 TL borcu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, '...TTK 18. maddesinin 3. fıkralarında 'Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.' düzenlemesinin getirildiği, bu nitelikteki davalar tanıkla ispat yoluna gidilerek karar verilemeyeceği, davacı Şikretin dava konusu iddia ve talepleri hususunda aynı madde içerisinde düzenlenen 'Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir' ilkesine uygun hareket etmediği...' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer.
Somut olayda; taraflar arasında 20.08.2009 başlangıç tarihli ve 30.000 TL borcun ödenene kadar kira sözleşmesinin devam edeceğine ilişkin kira sözleşmesi ile aylık 5.000 TL+KDV kira bedeli ile iş makinası kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalıya olan 30.000 TL borcun mahsubu sonucu, halen ödenmeyen 21.000 TL'nin tahsilini istemiş, davalı iş makinasının 3 ay kullanımdan sonra davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. O halde, Mahkemece uyuşmazlığın HMK'nun 190. ve devamı maddeleri çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, dosya kapsamı ve kira sözleşmesi de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile ve hukuki olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya ait petrol istasyonundan davacı şirketin aldığı birikmiş akaryakıt borcuna karşılık şirketin ortağı davalı ...tarafından 30.000 TL bedelli bir adet açık senedin davalıya verildiğini, davacı şirkete ait iş makinesinin 28.08.2009 tarihinde masraf ve operatör masrafları davalıya ait olmak üzere aylık net 5.000 TL+KDV kira bedeli ile davalıya kiraya verildiğini, sözleşmenin tanıkların huzurunda imzalanarak iş makinesinin ...'da davalıya teslim edildiğini ve davalı tarafından ...'e götürüldüğünü, davalının da iş makinesini ... İnşaat... Ltd. Şti isimli şirkete kiraya verildiğini, sözleşme gereğince iş makinesinin kira bedellerinin öncelikle davalının senetle temin edilen alacağına mahsup edilerek kalan bakiye bedeli müvekkiline ödeyeceğini, davalı iş makinesinin operatörünün hem maaşını verecek hemde sigortasını yaptıracağını, taraflar arasında sözleşmenin imzalanmasından sonra kiraya konu iş makinesinin davalı tarafından 10 ay 9 gün süreyle kullanıldığını, davalı ile yapılan bu sözleşmeye rağmen davalının sözleşmeye uymadığını, sözleşmeye göre iş makinasının tek vardiya çalıştırılması gerekirken iş makinesini çift vardiya çalıştırıldığını, bakiye kira bedellerinin ve operatörün maaşının ödenmediğini, sigortasının yaptırılmadığını, 30.000 TL senet bedelinin mahsup edildikten sonra bakiye kalan 73.000 TL kira bedelini ve operatörün birikmiş 7.000 TL maaşını ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 21.500 TL kira bedellerinin muaccel olduğu aylardan itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı şirketin 30.000 TL yakıt borcunun ödenmesi için davacı adına kayıtlı iş makinesinin 20.08.2009 tarihi itibariyle aylık 5.000 TL kira ile kiralandığını, iş makinesini ... İnşaat Ltd.Şti'ye ait iş yerinde 3 ay çalıştırabildiğini, bu firmada aylık KDV hariç 5.500 TL ücret aldığını, buna ilişkin faturaları ibraz ettiğini, üç aylık süre sonunda iş makinesi sahibinin iklim şartlarını bahane ederek izinsiz olarak kiraladığı iş makinesini alıp
götürdüğünü, 3 aylık süreye ilişkin 18.172 TL kira alacağının 30.000 TL'den mahsup edildiğini, halen davacının 11.828 TL borcu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, '...TTK 18. maddesinin 3. fıkralarında 'Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.' düzenlemesinin getirildiği, bu nitelikteki davalar tanıkla ispat yoluna gidilerek karar verilemeyeceği, davacı Şikretin dava konusu iddia ve talepleri hususunda aynı madde içerisinde düzenlenen 'Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir' ilkesine uygun hareket etmediği...' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer.
Somut olayda; taraflar arasında 20.08.2009 başlangıç tarihli ve 30.000 TL borcun ödenene kadar kira sözleşmesinin devam edeceğine ilişkin kira sözleşmesi ile aylık 5.000 TL+KDV kira bedeli ile iş makinası kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalıya olan 30.000 TL borcun mahsubu sonucu, halen ödenmeyen 21.000 TL'nin tahsilini istemiş, davalı iş makinasının 3 ay kullanımdan sonra davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. O halde, Mahkemece uyuşmazlığın HMK'nun 190. ve devamı maddeleri çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, dosya kapsamı ve kira sözleşmesi de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile ve hukuki olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.