1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2016/11652 E. , 2018/2961 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2016/11652 E. , 2018/2961 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali - tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı,murisleri ...'ın 14/05/2001 günlü 2384 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/193 Esas 2013/411 Karar sayılı kararı ile açılıp okunduğunu,murisin vasiyetnamesinde geride kalan kanuni ...çılarını saklı ... payından mahrum ettiğini, bu vasiyetnamede kendisini ...ından çıkardığını, murisin vasiyetinde ...tan çıkarma nedenini dahi belirtmediğini, ...çılıktan çıkarma işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, usul ve yasaya aykırı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... ve ... ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde, muris babası ...'ın kendi iradesi ile yaptığı vasiyetnamenin davacı tarafından iptalinin istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ...çılıktan çıkarma gibi bir durumun olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalılar ... ve Sabiha vekili cevap dilekçesinde,öncelikle hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, müteveffanın sağlığında özgür iradesi ile tasarruf hakkını kullanabilmesinin kanunun kişilere verdiği bir hak ve özgürlük olup, müteveffanın hayatta iken noter önünde iki tanığın katılmasıyla resmi vasiyetname yapmasında usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığını, TMK.'da ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilecek hususların belirtildiğini, TMK.'nun 557. maddesinde sayılı nedenlerden birine dayanılarak davacı tarafça dava açılmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin 3.celsede davasının talep sonucunu ıslah yolu ile değiştirdiğini beyan ettiği, aynı celsede davalı vekilinin tenkis talebine ilişkin ıslah beyanını kabul etmediklerini ve muvafakat etmediklerini bildirdiği,bu nedenle davaya vasiyetnamenin iptali davası olarak devam edildiği,açılan davada dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, vasiyetnamenin yapıldığı zamanda ... bırakanın akli melekelerinin yerinde olduğu, vasiyetnamenin yapımında ... bırakan üzerinde hata, hile ve ikrah sebeplerini gerektirecek, gerek üçüncü kişilerden, gerekse kendinden kaynaklı herhangi bir zorlayıcı durumun bulunmadığı ve ...bırakanın vasiyetnamesinin iptalini gerektirecek TMK.'da sayılan tahdidi sebeplerin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava;vasiyetnamenin iptali,olmaz ise tenkis istemine ilişkindir.
Somut olayda;davacı,dava dilekçesinde ''...murisin vasiyetnamesinde geride kalan kanuni ...çılarını saklı ... payından mahrum ettiğini...'' belirtmiş olmakla,davacının talebinin vasiyetnamenin iptali yanında tenkis istemini de içerdiği kuşkusuz olmakla,mahkemece davacının tenkis talebi yönünden aksi yönde yapılan değerlendirme doğru görülmemiştir.
Bu noktada ise,tenkisin nasıl yapılması gerektiğine dair Dairemizin yerleşmiş içtihadından bahsedilmesi gerekmektedir.
Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, ...bırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan ...çılar tarafından ...bırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası ... Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (..., ... Hukuku, ..., 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, ... Hukuku, ..., 2004, s.23).
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re'sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)
...bırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği 'net tereke' üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; ...bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri ...bırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır.
Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, ...bırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur(Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).
Terekenin pasifini TMK'nın 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, ...bırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, ...bırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.
Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden ... payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.
Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.
Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 'tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır'. Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır.
Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tassarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564'de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir.
Davalıya MK. 564.maddesi uyarınca seçimlik hakkı mahkemece kullandırılır. Seçimlik hakkının kullandırılması davalı duruşmada hazır ise, mal seçip para ödemeyi mi, yoksa mal verip almayı mı tercih ettiği mahkemece sorulmak suretiyle, davalı duruşmada değil ise kendisine bu konuda meşruhatlı davetiye çıkartılmak suretiyle yapılır.
Daha sonra ise yine mahkemece usulen bilirkişi iştirakı ile ikinci kez yapılacak bir keşif ile seçim hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri saptanır.
En son olarak da seçimlik hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri, önceki bulunan sabit tenkis oranının paydasına bölünerek elde edilen rakam, her bir davacı bakımından mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden miktar dikkate alınmak suretiyle (başka bir deyişle, sabit tenkis oranının payı ile) nihayet her bir davacı bakımından tenkis hesabı yapılır.
Hal böyle olunca mahkemece;davacının dava dilekçesindeki beyanlarının tenkis talebini de içerdiği gözetilmek suretiyle davacının tenkis talebi yönünden yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve ilkeler nazara alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ,peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzelte yolu açık olmak üzere, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.