1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2018/1859 E. , 2018/2864 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2018/1859 E. , 2018/2864 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kiracının 10 yıldan fazla süredir kiracı olduğunu, yazılı sözleşme bulunmadığını, sözleşme süresinin belirsiz olduğunu, 10 yıllık sürenin bittiğini, davalıya ihtar gönderdilerini buna rağmen taşınmazı tahliye etmediğini ileri sürerek, davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir.
Davalı; eski malik ile yapılan yazılı sözleşmeye göre davanın sürede olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; TBK 347/2 şartları oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının bu bent kapsamındaki temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanununun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347. Maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
Davacı, sözlü kira ilişkisine dayanarak davalının tahliyesini istemiş, mahkemece sözleşme başlangıcının sorulması üzerine, davacı vekili 19.10.2015 tarihli dilekçesi ile kira başlangıcının 15.10.2002 olduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili 28.07.1988 başlangıç tarihli ve 28.07.2020 bitiş tarihli yazılı kira sözleşmesi sunmuş ise de; yazılı sözleşmede kiracının dava dışı ...olduğu anlaşılmakla bu yazılı sözleşme davada esas alınamaz. Bu durumda taraflar arasında 15.10.2002 başlangıç tarihli ve belirsiz süreli kira ilişkisinin olduğu kabul edilmelidir.
Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte(01.07.2012) davacının beyan ettiği sözleşme başlangıcı olan 15.10.2002 tarihinden itibaren TBK' nun 347/2 maddesi uyarınca on yıllık süre gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz talebinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.