22. Hukuk Dairesi 2017/14915 E. , 2018/20887 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait ...’deki işyerinde 15.01.2007 tarihinden beri depo sorumlusu olarak çalışmakta iken 15.08.2010 tarihinde girdi çıktı yapılarak dava dışı DHL Lojistik Hizmetleri A. Ş. ile sözleşme imzalatıldığını, bu tarihten iş sözleşmesinin sonlandığı 15.10.2012 tarihine kadar dava dışı DHL A.Ş. işçisi olarak gözüktüğünü, son ücretinin aylık brüt 3.300,00 TL olduğunu, her ne kadar davalı şirketin müvekkili ile bir kısım başka işçilerine yardımcı iş niteliğindeki işlerin tamamının yeni dönemde başka bir firma olan DHL Lojistik A.Ş.ne ihale edilmesi sonucu sözleşmelerini feshettiğini ve sözleşmelerinin 15.05.2010 tarihinde sona ereceğini ifade etmiş, bu tarihten itibaren de DHL A. Ş. yetkilileri imzalamazsa çalışamayacağını ifade ederek davacıya sözleşme imzalatmış olsa, davacı da 15.08.2010 tarihinden sonra dava dışı DHL A. Ş.nin işçisi olarak gözükse de, esasında bütün yönetsel kararları yine davalı şirketin almaya devam etmesi, yükleme talimatlarının davalı şirket tarafından verilmesi, haftalık sayımların davalı şirketin bölge müdürleri ve muhasebeden katılan bir kişi tarafından gerçekleştirilmesi, davalı şirket yetkililerinin müvekkili ve onun durumundaki diğer işçilere e posta ya da başka şekillerde görev talimatları vermeye devam etmesi nedeniyle müvekkilinin tüm hizmet süresi içinde davalı şirketin işçisi olarak davalı işyerinde çalıştığını, ancak baskı sonucu DHL şirketine geçişi sağlandıktan sonra ilk önce aylık ücretlerinin düşürüldüğünü, ayrıca her yıl davalı şirket tarafından personeline esnek menfaat adı altında verilen sağlık sigortası, kipa çeki, kıyafet, benzin çeki v.s. gibi ödenen ve yıllık 5.000,00 TL civarındaki sosyal hakların ödenmediğini, yine aylık yemek çeklerinin miktarlarının düşürüldüğünü, davalı şirketten DHL’ye geçirilmeden önce 32 nci derece pozisyonunda çalıştığı için bu dereceye göre yapılan ve yıllık olarak verilen bonus primlerinin verilmediğini, dolayısıyla müvekkilinin davalının muvazaası nedeniyle ücret ve sair hakları yönünden hak kaybına uğradığını, ayrıca davalı şirketin bu haksız uygulamaları ile işçileri arasında eşitliği bozarak açık bir eşitsizlik meydana getirdiğini iddia ile 2.000,00 TL yoksun kalınan ücret alacağı, 2.000,00 TL yoksun kalınan yıllık prim alacağı, 2.000,00 TL yoksun kalınan ek/esnek menfaat alacağı, 1.500,00 TL eşitliğe aykırı davranma tazminatı ve 500,00 TL yoksun kalınan yemek parası olmak üzere toplam 8.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili şirketin lojistik işini bu konuda uzman olan şirkete devretmesiyle birlikte iş ve işyeri gerekleriyle bir kısım çalışanlarla birlikte davacının iş sözleşmesinin de 16.06.2010 tarihinde geçerli nedenle feshedildiğini, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin DHL şirketine devredilmediğini, ayrıca tamamen kendi iradesi ile DHL şirketi ile sözleşme imzalayan ve iki yıl boyunca herhangi bir hak iddia etmeyen davacının DHL firması ile sözleşmesi sonlandıktan sonra bu davayı açmış olmasının davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, kaldı ki davacının DHL şirketinde hangi şartlarda çalışmaya başladığının kendileri tarafından bilinmediğini, bir an için davacının taleplerinin haklı olduğu düşünülse dahi DHL şirketinde hangi şartlarda çalıştığı bilinmeyen davacının açtığı bu davada oradaki çalışma koşullarının da incelenmesi gerektiğini, bunun yanında her ne kadar davacı tarafından DHL’nin müvekkili şirkette yaptığı işler davacının yaptığı iş gibi sınırlı yansıtılmış ise de günümüzün gelişen teknolojik şartlarında lojistik işinin çok daha teknolojik ve bu konunun eğitimini almış uzmanlarca gerçekleşmesi mümkünken sigara üretimi ve satışı konusunda sektörün lideri konumunda olan müvekkili şirketin bu teknolojik ve özel bilgi gerektiren işleri kendi personeli ile yürütmeye çalışmasının beklenemeyeceğinden lojistik işini sadece bu işle iştigal eden DHL firmasına devrettiğini, diğer yandan davacının iş sözleşmesi müvekkili şirket tarafından feshedildikten sonra hür iradesi ile dava dışı DHL şirketi ile bağımsız bir iş sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşme gereğince de ne tür haklardan yararlanacağını bile bile bunu kabul edip iki yıl boyunca bu şartlarda çalıştıktan sonra dava açmasının davacının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dava ihbar olunan DHL şirketi ile davalı şirket arasında yapılan taşeronluk sözleşmesinin faaliyet alanına uygun olduğu görülmekle birlikte, davalı ve dava ihbar olunan arasındaki sözleşmenin, sözleşme süresi dolduktan sonra geçmişe dönük olarak imzalanan bir sözleşme olduğu, bu halde davalı işverenin davacı işçiyi iş akdinin feshi işlemi yapmak sureti ile dava ihbar olunan işverene devrettiği tarih itibarı ile imzalanan bir taşeronluk sözleşmesi bulunmadığı, öte yandan sözleşmenin 23 ncü maddesinde BAT’ın, DHL tarafından eski BAT çalışanlarının işe alınmasından önce bunların tazminatları dahil tüm yasal haklarını verip gerekli ibra beyanlarını alacağı, ayrıca bu konuda DHL’yi bilgilendireceği, ayrıca DHL’nin çalıştıracağı işçilerin iş sözleşmelerinin feshinde birlikte hareket edeceklerinin belirtildiğine göre; davalı işverenin, devrettiği iş sebebi ile işçilerinin iş sözleşmesini feshederken, işten çıkartılan işçinin taşeron firmada işe başlayıp başlamamasını işçi ve taşeron şirketin serbest iradeleri ile karşılıklı görüşüp anlaşmasına bırakmadığı ve peşinen eski işçilerinin dava ihbar olunan işyerlerinde çalıştırılmasının benimsendiği ve daha da ileri giderek, işçilerin iş sözleşmelerinin feshinde söz hakkı ve hatta irade ortaklığını sağladığı, davalı şirkete ait irsaliye faturalarında gönderilen malları teslim eden olarak davacının imzasının bulunduğu, depo ürün stok sayma formlarında davalı şirketin bölge müdürünün, depo muhasebe sorumlusunun ve davacının imzalarının bulunduğu, e posta iletilerinin davalı BAT yetkilileri tarafından davacıya yapacağı yükleme işleri ile ilgili olarak gönderildikleri dikkate alındığında, davacının dava ihbar olunan şirket işyerinde çalıştığı dönemde de davalı şirketin işçisi imiş gibi emir ve talimatları davalı şirketten almaya devam ettiği; diğer taraftan, dinlenen tanıkların beyanlarından da, davalı işveren tarafından yapılan fesih işleminin gerçek bir fesih işlemi olmayıp işçinin alt işverene devri niteliğinde bir işlem olduğu belirtilerek, davalı ile dava ihbar olunan arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, bu nedenle davacının 16.08.2010 tarihinden iş sözleşmesinin sona erdiği 15.10.2012 tarihine kadar da asıl işveren BAT’ın işçisi olduğunun, buna göre de 16.08.2010-15.10.2012 tarihleri arasında emsal işçilere ödenen sağlık sigortası, yemek parası, ek ödeme, sosyal yardım, ikramiye, bonus ve alışveriş çeki, bayram hediyesi ve hediye ödül gibi haklardan yararlanması gerektiği belirtilerek mahrum kaldığı bakiye ücret alacağı, yıllık prim (ikramiye) ek/esnek menfaat alacağı ve yemek parası alacağı taleplerinin kabulüne, eşitsizlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı her iki taraf vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı British American Tobacco Tütün Mamulleri San. ve A.Ş ile dava dışı DHL Lojistik Hizmetleri A. Ş. arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu anlaşılmakla, Mahkemece bu noktada yapılan değerlendirme ve varılan sonuç isabetlidir. Muvazaalı olduğu belirlenen bu ilişki kurulduktan sonra daha önce davalı British American Tobacco Tütün Mamulleri San. ve A.Ş'de çalışan davacı işçinin iş sözleşmesi, muvazaalı ilişkinin diğer tarafı olan DHL Lojistik Hizmetleri A. Ş'ne ücreti de düşürülmek suretiyle devredilmiştir.
Davacı tanıklarının davacının yaptığı işi yapan ve o operasyonda çalışanlar arasında BAT'ta kalan olmamıştır hepsi DHL'ye geçmiştir şeklindeki beyanı ile Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal olduğu belirtilen ...,... adlı işçilerin unvanının da davacı gibi depo şefi olmadığı görülmekle, emsal olduğu kabul edilen işçilerin davacıya emsal olamayacağı anlaşılmıştır. Ancak ilişkinin muvazaalı olduğu ortaya çıktığına göre, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22.maddesi uyarınca davacı işçinin yazılı onayı olmaksızın ücretinin düşürülmesi mümkün olmadığından, muvazaalı ilişkinin kurulmasından önceki ücreti ve daha sonra yapılan zamlar da göz önünde bulundurularak dava konusu alacakların hüküm altına alınması gerekmektedir. Hatalı bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/14915 E. , 2018/20887 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat