22. Hukuk Dairesi 2017/13984 E. , 2018/17367 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
22. Hukuk Dairesi 2017/13984 E. , 2018/17367 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.10.1995-11.02.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin bildirimsiz ve haksız olarak feshedildiğini, haftanın 7 günü günde 11 saatten aşağı olmamak üzere, bazen de 15 saate kadar uzadığını ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullanılmadığını iddia ederek ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının davalı şirkette 02.11.1996 tarihinde çalışmaya başladığım ve 11.02.2010 tarihinde istifa ettiğini, davacının son net ücretinin 666,00 TL olduğunu, davacının yıllık iznini kullandığı dönemde 1006250 sicil numaralı işverenlikte çalışmaya başladığını, davacının fazla mesai yaptığı dönemlerde fazla mesai ücretlerinin bordrosuna yansıtıldığını ve karşılığının ödendiğini, davacının hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve varsa fazla mesailerinin bordroda gösterildiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullanıldığını savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Fazla çalışma yapıp yapılmadığı ve yapılan fazla çalışmaların ücrete dahil olup olmadığı konusu ihtilaflıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak sözkonusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna dair kural, mülga 1475 sayılı Kanun’un 35/a ve (b) maddesinde düzenlenen yılda 270 saatle sınırlı olarak geçerlidir. Yılda 270 saati aşan çalışmaların kanıtlanması durumunda karşılığının ödenmesi gerekir.
Somut olayda; 01.10.1998-11.02.2010 tarihleri arasında davalı şirkette mikser şoförü olarak çalışan davacı,haftanın yedi günü, günde onbir saatten aşağı olmamak üzere onbeş saate kadar çalıştığını iddia etmiş, davalı ise, davacının fazla mesai yaptığı dönemlerde fazla mesai ücretlerinin bordrosuna yansıtıldığını ve karşılığının ödendiğini savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacının 07.00-18.00 saatleri arasında günde onbir saat çalıştığı, 1.5 saat ara dinlenme süresi ile günde ... buçuk saat çalışarak haftada toplam on iki saat fazla çalışma yaptığı değerlendirilmiştir. Mahkemece alınan ek rapor doğrultusunda, taraflar arasında iş akdindeki düzenleme sebebi ile, davacının 270 saati geçen çalışması bulunmadığı gerekçesi ile davacının fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde '...Personelin ücreti ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar ile kanuni had dahilindeki fazla çalışmaları kapsayacak şekilde hesaplanmıştır. Bu nedenle personele söz konusu çalışmalar için ilave ücret ödenmez...' şeklinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ancak iş bu sözleşme yalnız işçinin imzasını taşımakla tarih, miktar ve görev dahil bir çok bilgiyi içermemektedir. Davacının iş akdinin sona erdiği 11.02.2010 tarihinde davacının ücretinin brüt 930,30 TL net 666,00 TL olduğu anlaşılmakla aynı tarihteki asgari ücretin ise; brüt 729,00 net 576,57 lira olduğu da gözetildiğinde ücretine, iş akdinde yer aldığı şekliyle yıllık 270 saatlik fazla mesai ücretini de kapsadığının kabul edilmesi hatalıdır. Mahkemece yapılması gereken davacı tanık beyanlarının, mevsimsel ayrıma ilişkin beyanları da gözetilerek fazla mesai alacaklarının yeniden hesaplanmasıdır. Anılan sebeplerle fazla mesai talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.10.1995-11.02.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin bildirimsiz ve haksız olarak feshedildiğini, haftanın 7 günü günde 11 saatten aşağı olmamak üzere, bazen de 15 saate kadar uzadığını ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullanılmadığını iddia ederek ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının davalı şirkette 02.11.1996 tarihinde çalışmaya başladığım ve 11.02.2010 tarihinde istifa ettiğini, davacının son net ücretinin 666,00 TL olduğunu, davacının yıllık iznini kullandığı dönemde 1006250 sicil numaralı işverenlikte çalışmaya başladığını, davacının fazla mesai yaptığı dönemlerde fazla mesai ücretlerinin bordrosuna yansıtıldığını ve karşılığının ödendiğini, davacının hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve varsa fazla mesailerinin bordroda gösterildiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullanıldığını savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Fazla çalışma yapıp yapılmadığı ve yapılan fazla çalışmaların ücrete dahil olup olmadığı konusu ihtilaflıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak sözkonusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna dair kural, mülga 1475 sayılı Kanun’un 35/a ve (b) maddesinde düzenlenen yılda 270 saatle sınırlı olarak geçerlidir. Yılda 270 saati aşan çalışmaların kanıtlanması durumunda karşılığının ödenmesi gerekir.
Somut olayda; 01.10.1998-11.02.2010 tarihleri arasında davalı şirkette mikser şoförü olarak çalışan davacı,haftanın yedi günü, günde onbir saatten aşağı olmamak üzere onbeş saate kadar çalıştığını iddia etmiş, davalı ise, davacının fazla mesai yaptığı dönemlerde fazla mesai ücretlerinin bordrosuna yansıtıldığını ve karşılığının ödendiğini savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacının 07.00-18.00 saatleri arasında günde onbir saat çalıştığı, 1.5 saat ara dinlenme süresi ile günde ... buçuk saat çalışarak haftada toplam on iki saat fazla çalışma yaptığı değerlendirilmiştir. Mahkemece alınan ek rapor doğrultusunda, taraflar arasında iş akdindeki düzenleme sebebi ile, davacının 270 saati geçen çalışması bulunmadığı gerekçesi ile davacının fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde '...Personelin ücreti ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar ile kanuni had dahilindeki fazla çalışmaları kapsayacak şekilde hesaplanmıştır. Bu nedenle personele söz konusu çalışmalar için ilave ücret ödenmez...' şeklinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ancak iş bu sözleşme yalnız işçinin imzasını taşımakla tarih, miktar ve görev dahil bir çok bilgiyi içermemektedir. Davacının iş akdinin sona erdiği 11.02.2010 tarihinde davacının ücretinin brüt 930,30 TL net 666,00 TL olduğu anlaşılmakla aynı tarihteki asgari ücretin ise; brüt 729,00 net 576,57 lira olduğu da gözetildiğinde ücretine, iş akdinde yer aldığı şekliyle yıllık 270 saatlik fazla mesai ücretini de kapsadığının kabul edilmesi hatalıdır. Mahkemece yapılması gereken davacı tanık beyanlarının, mevsimsel ayrıma ilişkin beyanları da gözetilerek fazla mesai alacaklarının yeniden hesaplanmasıdır. Anılan sebeplerle fazla mesai talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.