3. Hukuk Dairesi 2016/11386 E. , 2018/2023 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalı ile 2009 yılında evlendiklerini,düğünde kendisine ailesi tarafından 50 gram, davalının ailesi tarafından ise 75 gram ziynet eşyası olmak üzere toplam 125 gram (1 çift bilezik 50 gram, 3 yüzük, 1 küpe, gerdanlık ve nişan bileziğinden oluşan set) altın takıldığını, 2013 yılında ise davalı ile boşandıklarını,boşanma davası sürerken kendisinin ortak konuttan ayrılarak ailesinin evine yerleştiğini ve yanına sadece kıyafetlerini aldığını,ziynetlerini ise davalı ile ortak yaşadıkları konutta bıraktığını,boşanma davası sonuçlandıktan sonra ortak konutta kalan tüm eşyalarını almak için son defa müşterek eve gittiğinde ziynet eşyalarını bulamadığını,davalıdan ziynetlerin tarafına iadesini istemesine rağmen bu konuda herhangi bir yanıt alamadığını ileri sürerek; kendisine ait olan tahminen 125 gram ziynet eşyasının tarafına iadesi ve teslimine,olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davanın zamanaşımına uğradığını,esas yönünden ise;davacının boşanma davasında 50 gram altın talep ettiğini beyan ederken eldeki bu davada 125 gram altın talep ettiğini,davacı ile boşandıktan sonra dahi birlikte yaşamaya devam ettiklerini,sözde davacıya ait olan altınların davacı tarafından ayrı yaşadıkları süre içerisinde bir kısmının harcandığını, diğer kalan kısmının ise tarafların birlikte yaşadıkları dönemde hem ev ihtiyaçlarına ,hem de müşterek çocuğun rahatsızlıkları nedeniyle tedavi giderlerine harcandığını,davacının kendisinde bulunan altınları kendi isteği ile hiçbir baskı altında kalmadan kendisine verdiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu, dinlenen taraf tanıklarının ziynetlerin evlilik birliği içerisinde davacı kadının rızası ile ortak ihtiyaçlar için kullanıldığını beyan ettikleri,davacının evden ayrılış şekli ve tanık beyanları dikkate alındığında davacı tarafın iddiasını her türlü şüpheden uzak delillerle ispat edemediği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı ispatlamakla yükümlüdür.
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
Somut olayda;davacı dava dilekçesinde,davaya konu ettiği 125 gram(1 çift bilezik 50 gram, 3 yüzük, 1 küpe, gerdanlık ve nişan bileziğinden oluşan set) ziynet eşyasının davalı ile birlikte yaşadıkları konutta kaldığını beyan etmiş; davalı ise,cevap dilekçesi ile ve aşamalardaki beyanlarında, söz konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evin giderleri ile müşterek çocuğun tedavi masrafları için harcandığını ve söz konusu ziynetleri davacının kendisine rızası ile verdiğini beyan etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece;davalının bir kısım ziynet eşyalarının ev ihtiyaçları ve müşterek çocuğun tedavi giderleri için bozdurulduğunu ikrar ettiği nazara alınarak,eldeki davada ispat yükünün davacıda değil de davalı tarafta olduğu ve davalının söz konusu ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiği ve bozdurulduğu hususunu ispat yükü altında olduğu gözetilmek suretiyle; buna göre, inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,ispat yükü ters çevrilmek suretiyle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2016/11386 E. , 2018/2023 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 96 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat