1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2015/31855 E. , 2018/11816 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2015/31855 E. , 2018/11816 K.

'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı ... vekilleri ile ... (...) tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı nedene dayanmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği ücret, yıllık izin ve fazla çalışma ücretlerinin davalı Belediyeden, 10.01.2008- 28.03.2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kıdem tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... vekili; husumet ve görev itirazları ile zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı ve davalı ... vekilleri ile ... (...) tarafından temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve 'alacağın dava edilebilme özelliği'ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, dava kısmi alacak davası olarak açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı alacaklarının miktarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'i değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı ... vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir.
3-Taraflar arasında kıdem tazminatına esas süre ve aylık ücret miktarı yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2014/274 Esas sayılı dosyası ile açtığı hizmet tespiti davası neticesinde verilen 29.03.2009-23.01.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kısmi süreli olarak; 2009 yılı mart ayı için 2 gün, Nisan ayı için 4 gün, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ayları için 10 gün, Kasım ayı için 12 gün Aralık ayı için 30 gün , 2010 yılı Ocak-Aralık ayları arasındaki tüm aylar için 12 gün, 2011 yılı Ocak-Aralık ayları arasındaki tüm aylar için 12 gün, 2012 yılı Ocak-Aralık ayları arası (2012 - Mart ayı hariç ) tüm aylar için 12 gün, 2012 yılı Mart ayı dönemi için 30 gün, 2013 yılı Ocak ayı dönemi için 12 gün, 2013 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları için 10 gün, 2013 yılı Temmuz ayı için 5 gün, 2013 yılı Ağustos, Eylül, Ekim ayları için 30 gün, 2013 yılı Kasım, Aralık ayları için 11 gün, 2014 Ocak dönemi için 8 gün olarak çalıştığının tespitine yönelik karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 13.02.2018 tarihli ve 2016/9112 Esas 2018/1148 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Kesinleşen hizmet tespiti davası mevcut olduğundan, kıdem tazminatına esas sürenin hesabında, bu davada tespit edilen kısmi süreler ile ulusal bayram genel tatil günleri ve hafta tatilleri haricinde ücrete hak kazanılan günlerin nazara alınması; davacının aylık ücret miktarının ise, kesinleşen hizmet tespiti davası kapsamında davacının çalıştığı süre ile orantılandırılarak asgari ücret üzerinden belirlenmesi gerekmektedir.
4-Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu tartışmalıdır.
Somut olayda; davacının, iş sözleşmesinin davalı ... tarafından haksız ve sözlü olarak feshedildiğini ileri sürdüğü, davalıların ise feshe ilişkin beyanda bulunmadıkları görülmektedir. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı ... tarafından davacının başka bir şirket bünyesinde çalışması gerektiği söylenerek sona erdirildiği, aksine bir belge olmadığı, sigortasının yaptırılmadığını ileri süren davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine göre; davacının haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğini iddia etmediği ve davalı feshinin haklı nedene dayanmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının ihbar tazminatı isteğinin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
5-Mahkemece 29.09.2015 tarihinde, hüküm fıkrasının 1,2,3 ve 4 numaralı bentlerinde yer alan 'davalıdan alınarak davacıya' ibareleri 'davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine' şeklinde tashih edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nın 304. maddesinde hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların düzeltilebileceği belirtilmiş olup mahkeme tarafından sorumluluğa ilişkin bir hususta tashih yapılması isabetsizdir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.