22. Hukuk Dairesi 2018/3139 E. , 2018/6205 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2018/3139 E. , 2018/6205 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Davalı tarafından temyiz olunan karar, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 17.07.2017 tarihli ek kararın temyiz isteminin kesinlik sebebiyle reddine ilişkindir.
Dairemizin 14.09.2017 tarihli ilamı ile dava tarihi itibariyle davacının çalışmasının devam ediyor olması karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına ve temyiz harçlarının davalı tarafından tamamlanması ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflara tebliği için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, maddi hata dilekçesi ile kararın kesin olmadığını belirterek Dairemiz ilamındaki maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ve 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönmesi mümkündür.
Bu kapsamda; her ne kadar Dairemizce davacının çalışmasının devam etmesi sebebi ile kesinlik olmayacağı gerekçesi ile 17.07.2017 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de; dava konusu alacak bakımından talep edilen dönemin belirli olması ve her dönem için ispat ve delil durumunun farklı olacağı dikkate alındığında; somut dosya bakımından da hüküm altına alınan tutar gözönünde bulundurularak kararın kesin olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla Dairemizin 14.09.2017 tarihli ilamının maddi hataya dayanması sebebi ile BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar mülga 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez.
Somut dosyada, Mahkemece verilen yetkisizlik kararının davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce mahkemenin yetkili olduğu ve işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece işin esasına girilerek dava konusu alacak hakkında karar verilmiş ve karara karşı istinaf yolunun açık olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince 17.07.2017 tarihli ek karar ile davalının temyiz isteminin kesinlik sebebi ile reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar mülga 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağından ve İlk Derece Mahkemesi kararı istinaf değil temyiz kanun yoluna tabi olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince yetkisini aşacak şekilde ek karar ile temyiz talebinin reddi isabetli olmamıştır.
Temyiz isteminin reddine dair 17.07.2017 tarihli ek karar 6100 sayılı Kanun 'un yukarıda anılan maddesine açıkça aykırı olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen 17.07.2017 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Kurumdaki çalışmaları sebebi ile ödenmeyen fazla çalışma alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının fiilen çalıştığı yer mahkemesinin davaya bakmakla yetkili olduğunu belirterek davanın öncelikle yetki yönünden reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davalının bağlı olduğu Bakanlığın ...'da bulunmasının ... Mahkemelerini yetkili hale getirmeyeceği, usul ekonomisi açısından davanın, işin yapıldığı yerde görülmesinin daha uygun olduğu gerekçesi ile işin yapıldığı yerdeki iş mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizce mahkemenin yetkili olduğu ve işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, işin esasına girilmiş ve toplanan kanıtlarla aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu alacak hüküm altına alınmıştır.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar mülga 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez.

...'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin 'ç.' bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır.
Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir. Kararda herhangi bir kanun yolu merci ve süresi belirtilmeyen hallerde ise süresiz başvuru hakkının bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut dosyada, İlk Derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının temyiz edilmesi üzerine Dairemizce işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasından sonra İlk Derece Mahkemesince verilen yeni karara karşı 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi gereğince temyiz kanun yoluna başvurulması gerekir.
İlk Derece Mahkemesince bozmadan sonra verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yetkisi olmadığı halde işin esasına girilerek başvurunun esastan reddine dair verilen karar, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesine açıkça aykırı olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının da bu sebeple BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar vermek gerekmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafça yapılan temyiz itirazlarının değerlendirilmesine gelince;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fazla çalışma ücreti alacağının toplu iş sözleşmesi düzenlemeleri gereği ödenen yangınla mücadele (yıpranma) primleri mahsup edilerek hesaplanması hatalı ise de; temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla mesai yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. İmzalı ücret bordrolarında bu çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığı ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı, davalı işyerinde yangın ekibinde çalışmıştır. Davacının üyesi olduğu sendika ile davalı arasında imzalan Toplu İş Sözleşmesinin 22/a maddesinde; haftada 45 saatten fazla yapılan her türlü çalışmaların fazla mesai sayılacağı, fazla mesai ücretlerinin saat ücretlerinin %75 fazlası üzerinden ödeneceği, fazla mesailerin hesabında yarım saatten az sürelerin yarım saat, yarım saati aşan sürelerin bir saat olarak değerlendirileceği” kabul edildikten başka (f) fıkrasında aynen '1 Haziran-31 Ekim tarihleri arasında günlük mesaiye tabi olmadan yangın gözetleme kulelerinde ve ilk müdahale ekiplerinde çalışan işçilerden idareye ait veya kiralık binalarda hizmete hazır halde bekletilenlere bu şekilde bekletilen her gün için günde 3 saat fazla mesai ödeneceği, bunun dışındaki uygulanacak fazla çalışmalarda işverenin gerekli tedbirleri alacağı” kuralına yer verilmiştir.
Davacının görevi itibariyle yangın döneminde de bütün günü mesaiye hasretmesi mümkün olmayıp yapılan işin niteliği gereği ara dinlenmeleri normal mesai sistemine göre daha fazladır. Çalışmanın şekli dikkate alındığında aile hayatı ile çalışma hayatı iç içe geçmiştir. Bu nedenle, davacı yangın nöbeti tuttuğu tüm süre için ancak toplu iş sözleşmesinde belirlenen şekilde günlük 3 saat fazla çalışma (%75 saat ücreti fazla) alacağına hak kazanacaktır.
Tüm bu belirlemelere rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01 Haziran -31 Ekim arası yangın sezonunda haftada 5 gün 24 saat, 1 gün de 5 saat çalıştırıldığı, yasal günlük çalışma süresi 7,5 saat olarak kabul edilmiş ise de, haftada 5,5 gün çalışan davacının son gündeki çalışması 5 saat olduğundan diğer günlerdeki çalışmasının 8 saat olarak kabul edilmesi gerektiği, 24 saat çalışmalarda Yargıtayın artık yerleşik içtihatlarına göre bu sürenin 14 saat kabul edildiği, 14 saat çalışan işçinin 8 saati aşan çalışmasının 6 saat olduğu ve günlük 3 saatin karşılığının zamlı olarak ödendiğinin kabulü durumunda karşılığı ödenmeyen günlük 3 saatlik fazla çalışma alacağının bulunduğu kabul edilmiştir.
Mahkemece varılan sonuç açıklanan nedenler ile hatalı olduğundan doğru sonuca varılması için; davacının yangın sezonu olan 01 Haziran-31 Ekim tarihleri arasında izinli olduğu ve hafta tatili izni kullandığı günler gibi fiilen çalışmadığı günler puantaj kayıtları esas alınarak belirlenmeli, buna göre bu günler dışında davacının fiilen çalışmış olduğu günlük 14 saat çalışma nedeniyle 11 saati aşan 3 saat fazla çalışmaya hak kazandığı, toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca davacıya yangın sezonunda beklediği her gün için 3 saat fazla mesai ödemesi yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli ödenmiş ise dava reddedilmeli, ödenmemiş ise ödenmeyen kısım davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek yapılacak hesaplama sonucuna göre hüküm altına alınmalıdır. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ayrıca, İlk Derece Mahkemesi kararında kanun yolunun istinaf ve başvurulacak merciin Bölge Adliye Mahkemesi olarak gösterilmesi, ...'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin 'ç.' bendine açıkça aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan, yukarıda esas ve karar numaraları yazılı olan İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön