1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2019/8727 E. , 2019/24585 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2019/8727 E. , 2019/24585 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı nezdinde 10.08.2004-12.03.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, davalının Yurtiçi Kargo AŞ’nin taşıma işini üstlendiğini, müvekkili davacının burada “kurye/hamal” olarak çalıştığını, 12.02.2013 tarihinde fiili çalışmaya uygun olmayan bordroların imzalatılmak istendiğini, daha az ve vergi ödemesi yapmak için düşük olan bordrolara itiraz edilmesi üzerine ihbar önellerine uyulmaksızın hizmet akdinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 10.08.2004 tarihinden itibaren Yurtiçi Kargo ... Aktarma merkezinde kurye görevlisi olarak çalıştığını, 13.02.2013 tarihinden itibaren işyerine gelmediğini ve işe gelmemesinin günlerce devam ettiğini, devamsızlık nedeniyle hizmet akdinin feshedildiğini, işyerinde davacının kendi muvafakati ile fazla çalışma yaptırıldığını, çalışmaların bordrolara yansıtıldığını, tediyesinin de yapıldığını, işyerinde 3 vardiya çalışma yapıldığını, davacının Ocak ve Şubat 2013 aylarına ilişkin ücretlerinin de ödendiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulü hakkındaki 04.08.2014 tarihli ilk karar, tarafların temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 2017/7465 esas 2017/9213 karar sayılı 24.04.2017 tarihli kararı ile “Somut olayda, davacı ile birlikte işten çıkarılan, davalı işveren aleyhine dava açan ve menfaat birliktelikleri olan davacı tanık anlatımları dikkate alınarak, onların beyanları üzerine yapılan hesaplama ile davacının fazla çalışma süresi tespit edilmiştir. Davacı tanıkları husumetli olup tanık beyanlarına itibar edilmesi mümkün değildir. O halde davacının çalışma saatleri konusunda davalı tanık beyanları üzerinden hesaplama yapılmalı; dosya kapsamı ve söz konusu beyanlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiye bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, bozma kararı sonrası dinlenilen tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibarıyla, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi H.M.K.'nda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü,mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda da usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda, bozma öncesi verilen kararda davacının fazla mesai alacağının husumetli tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanıp hüküm altına alınması bozma sebebi yapılmış ve uyuşmazlık konusu fazla mesai alacağının davalı tanık beyanlarına göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma kararında ayrıca, tanıklarının yeniden dinlenilmesi veya daha önce dinlenilmeyen tanıkların beyanlarının alınması hususlarında herhangi bir bozma sebebine yer verilmediği gibi davacının önceki karara karşı temyiz başvurusunda tanıklarının dinlenilmediği ve/veya savunma hakkının kısıtlandığı konusunda herhangi bir temyiz talebi de bulunmamaktadır. Nitekim tanık listesinde dört tanık ismi bildiren davacı vekili, bunlardan ikisinin dinlenildiği 05.09.2013 tarihli duruşma diğer tanıklarını dinletmek istediği konusunda herhangi bir talepte bulunmamış ve dosyanın mevcut hali ile bilirkişiye tevdii edilmesini talep etmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bozma ilamına uyulması ile bu durum davalı taraf bakımından usuli müktesep hak oluşturacağından, bozma kararı gereklerinin yerine getirilmesi ve fazla mesai alacağının davalı tanık beyanlarına göre hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılamada yeniden tanık dinlenilmesi ve bozma sebebi yapılmayan hususlarda karar verilmesi doğru değildir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.