1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2017/26025 E. , 2019/22899 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2017/26025 E. , 2019/22899 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 03/07/1996 tarihinde ... Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışmaya başladığını, 2012 yılından itibaren ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini, davacının hal pazarında bekçilik yaptığı dönemde her akşam 17.00 ile ertesi gün 07.00 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 7 günü ile resmi tatillerde de bu şekilde çalıştığını ileri sürerek kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ... Belediye Başkanlığında çalışan davacı ile Belediye arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece tanık anlatımları doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek raporda hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının anlatımına göre, davacının (zamanaşımı süresi dikkate alınarak) 09/04/2010-14/3/2015 tarihleri arasında 17.00-08.00 saatleri arasında bir hafta 4 gün, diğer hafta 3 gün çalıştığı belirlenmiştir. Ancak, yargılama sırasında dinlenen iki tanıktan bir tanesi davacı ... Belediyesinde 2010-2012 yılları arasında birlikte çalıştığını, diğeri ise davacı ile hal pazarında iki yıl birlikte çalıştığını beyan etmiştir. Tanıkların hangi tarihlerde davacı ile birlikte çalıştıkları netleştirilmediği gibi, davacının hesaplamaya konu dönemin tamamında aynı işi yapıp yapmadığı, aynı çalışma düzeninde çalışıp çalışmadığı da açıklığa kavuşturulmamıştır. Hükme esas alınan raporda, dosyadaki yazıya göre davacının 16/04/2014 tarihinde ... Belediyesi hal pazarında görevlendirildiği ifade edilmiş ise de, davacının ... Belediyesine devirden önce de aynı işi yapıp yapmadığı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Belirtilen yönlerden araştırma yapılmalı, davacının hesaplamaya konu dönemin tamamında aynı işte aynı çalışma düzeninde çalışıp çalışmadığı belirlenmeli; tanık anlatımına, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak değer verilebileceği gözden kaçırılmamalıdır. Yapılacak araştırmanın sonucuna göre, dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte ele alınarak fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir.
Kabule göre de, fazla çalışma ücretinin hesabında, davacının yıllık izin kullandığı süreler ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinin dışlanmaması hatalıdır.
Ayrıca, davacının bir hafta 13,5 saat, diğer hafta 18 saat çalıştığı belirlendikten sonra, bu sürenin ortalaması alınmak suretiyle davacının haftada ortalama 16 saat çalıştığı (31,5/2=16 hatalıdır) benimsenerek hesaplama yapılması da yerinde değildir.
3-Somut uyuşmazlıkta davacının kısmi dava açtığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup, davacı tarafından ıslah işlemi yapılmadığından, mahkemece 250 TL brüt fazla çalışma ücreti ile 250 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınarak fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararda, davacının hak kazandığı toplam fazla çalışma ücreti alacağı ile toplam ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının miktarı belirtilmediği gibi, belirlenen alacak miktarından indirim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa hangi oranda yapıldığı da ifade edilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-( c) bendine göre, gerekçeli kararda tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin bulunması zorunludur. 297. maddenin 2. fıkrasına göre ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut uyuşmazlıkta, talep konusunun sadece bir kısmı dava edildiğine göre, mahkemece yapılan yargılama sonucunda (belirlenen) talep konusunun tamamının gerekçeli kararda belirtilmemesi yasal düzenlemeye açıkça aykırı olduğu gibi, aynı zamanda hukuki dinlenilme hakkının da ihlali niteliğindedir.
4-Taraflar arasında fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplanması uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/20318 E, 2006/3820 K.). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının bordroya göre belirlenen son ücreti, asgari ücrete oranlanmak suretiyle önceki dönem ücretleri belirlenmiş, buna göre hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı daha önce ... Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışmakta iken, ... Belediyesine nakledilmiş olup, davacının önceki işyerindeki ücretlerinin, davalı Belediyedeki son ücretine göre oranlama yapılarak belirlenmesi yerinde değildir. Ayrıca davacının fesih tarihindeki ücret bordrolarının incelenmesinden, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacının hesaplamaya konu (5 yıllık) dönemin tamamında, aynı işi yapıp yapmadığı, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığı belli değildir. Ücretin miktarını ispat yükü davacıya aittir. Hal böyle olunca, davacının önceki dönem ücretlerinin belirlenmesinde afaki olarak son ücretin asgari ücrete oranlanması suretiyle sonuca gidilmesi yerinde görülmemiştir. Davacının önceki dönem ücretleri araştırılmalı, dönemsel ücret miktarları belirlenebildiği takdirde fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesabında bu ücretler dikkate alınmalı, aksi takdirde önceki dönem ücretlerinin ispat edilemediği kabul edilerek, her bir dönem için o dönemde geçerli asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılmalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki vakıalar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.