22. Hukuk Dairesi 2019/7699 E. , 2019/19313 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
22. Hukuk Dairesi 2019/7699 E. , 2019/19313 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında ... 39. İş Mahkemesinden verilen 27.12.2018 tarihli kararın, Dairenin 13.06.2019 tarihli ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiştir. Davacı tarafından kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin ...'daki Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğüne bağlı ... da kurulu Işıkveren- ... Termik Santral İşletmesinde çalıştığını, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesinde temizlik işçisi olduğunu, davalı kurumun alt işveren firmalardan işçi istihdam ettiğini belirterek, işin başlangıcından bu yana davacının davalı asıl işveren Elektrik Üretim A.Ş işçisi olduğunu ileri sürerek bir kısım fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, sonucuna varılarak yerinde görülmeyen davacı ve davalı taraf istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda 26/09/2017 tarihli bozma ilamı ile karar bozulmuş bozma ilamına uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra verilen İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 13.06.2019 karar sayılı ilamı ile davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedilerek; salt davacı tarafın beyanları ile emsal işçilerin belirlemesinin hatalı olduğu ve davacı dava dilekçesinde keşif deliline dayandığına göre, mahallinde keşif yapılarak davacıların fiilen yaptıkları iş ve bu işleri yapan emsal işçiler belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Dairemizce; bozma sonrası verilen kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, yeniden yapılan incelemede; davacı tarafından emsal olarak bildirilen işçilere dair listeye davalı tarafın herhangi bir itirazı olmadığı gibi bildirilen işçilere ait ücret bordrolarının da davalı tarafından dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, Dairemizin 13.06.2019 tarihli bozma kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varıldığından ortadan kaldırılmasına karar verildi, dosya yeniden ele alınıp incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına ve özellikle davacı temyizi yönünden; dava dilekçesinin dava konusu kısmının son cümlesinde yer alan “ Kısmi davamız dışında...” , sonuç ve istem kısmının C bendinde yer alan “Kısmi davamızın kabulü ile” ibareleriden ve davanın kısmi dava olarak açıldığının davacı vekilinin 16.02.2017 tarihli istinaf dilekçesi ve 29.05.2017 tarihli temyiz dilekçelerinin son paragraflarında yer alan “Davalarımız kısmi dava olarak açılmıştır. Dava açılırken Yargıtay'a hakim olan 'Belirsiz alacak davası olmaz' görüşünden biz de etkilendik ve belirsiz alacak davası olarak davamızı açamadık...” ifadeleri ile açıkça beyan edildiği de nazara alındığında davasının kısmi dava olduğunun anlaşılmasına; davalı temyizi yönünden ise davacı tarafından emsal olarak bildirilen işçilere dair listeye davalı tarafın herhangi bir itirazı olmadığı gibi bildirilen işçilere ait ücret bordrolarının da davalı tarafından dosyaya sunulduğunun anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 17.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında ... 39. İş Mahkemesinden verilen 27.12.2018 tarihli kararın, Dairenin 13.06.2019 tarihli ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiştir. Davacı tarafından kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin ...'daki Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğüne bağlı ... da kurulu Işıkveren- ... Termik Santral İşletmesinde çalıştığını, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesinde temizlik işçisi olduğunu, davalı kurumun alt işveren firmalardan işçi istihdam ettiğini belirterek, işin başlangıcından bu yana davacının davalı asıl işveren Elektrik Üretim A.Ş işçisi olduğunu ileri sürerek bir kısım fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, sonucuna varılarak yerinde görülmeyen davacı ve davalı taraf istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda 26/09/2017 tarihli bozma ilamı ile karar bozulmuş bozma ilamına uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra verilen İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 13.06.2019 karar sayılı ilamı ile davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedilerek; salt davacı tarafın beyanları ile emsal işçilerin belirlemesinin hatalı olduğu ve davacı dava dilekçesinde keşif deliline dayandığına göre, mahallinde keşif yapılarak davacıların fiilen yaptıkları iş ve bu işleri yapan emsal işçiler belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Dairemizce; bozma sonrası verilen kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, yeniden yapılan incelemede; davacı tarafından emsal olarak bildirilen işçilere dair listeye davalı tarafın herhangi bir itirazı olmadığı gibi bildirilen işçilere ait ücret bordrolarının da davalı tarafından dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, Dairemizin 13.06.2019 tarihli bozma kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varıldığından ortadan kaldırılmasına karar verildi, dosya yeniden ele alınıp incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına ve özellikle davacı temyizi yönünden; dava dilekçesinin dava konusu kısmının son cümlesinde yer alan “ Kısmi davamız dışında...” , sonuç ve istem kısmının C bendinde yer alan “Kısmi davamızın kabulü ile” ibareleriden ve davanın kısmi dava olarak açıldığının davacı vekilinin 16.02.2017 tarihli istinaf dilekçesi ve 29.05.2017 tarihli temyiz dilekçelerinin son paragraflarında yer alan “Davalarımız kısmi dava olarak açılmıştır. Dava açılırken Yargıtay'a hakim olan 'Belirsiz alacak davası olmaz' görüşünden biz de etkilendik ve belirsiz alacak davası olarak davamızı açamadık...” ifadeleri ile açıkça beyan edildiği de nazara alındığında davasının kısmi dava olduğunun anlaşılmasına; davalı temyizi yönünden ise davacı tarafından emsal olarak bildirilen işçilere dair listeye davalı tarafın herhangi bir itirazı olmadığı gibi bildirilen işçilere ait ücret bordrolarının da davalı tarafından dosyaya sunulduğunun anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 17.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.