22. Hukuk Dairesi 2017/24594 E. , 2019/19085 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/24594 E. , 2019/19085 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 29/08/2012-31/10/2014 tarihleri arası radyoloji teknikeri olarak çalıştığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti ve şua izni alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının fazla çalışmalarınn karşılığının ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacı taraf davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını iddia ederek fazla çalışma talebinde bulunmuş, hükme esas bilirkişi raporunda, gerek davacı gerekse davalı tarafça sunulan nöbet çizelgeleri, 28/01/2013 tarihli iş müfettişi raporu ile tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde davacının pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri 17.00-08.00 saatleri arası, cuma günleri 17.00-09.00 saatleri arası, cumartesi ve pazar günleri ise 09.00-09.00 saatleri arası 24 saat çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı görülmektedir.Mahkemece hesap raporunda belirlenen fazla çalışma alacağından yazılı belge ile ispatlandığı gerekçesi ile herhangi bir indirim yapılmadan hüküm tesis edilmiş ise de; davacının ibraz ettiği nöbet çizelgelerinde davacının işe giriş-çıkış saatlerinin bulunmadığı, söz konusu kayıtlardan davacının çalıştığı günlerin belirlenebildiği, çalışma saatlerinin ise davacı tanık beyanlarına göre tespit edilebildiği anlaşılmakta olup, bu nedenle fazla çalışma ücretinin kayıtlara göre hesap edildiğinden söz edilemez. Bu itibarla, davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre tanık beyanları ile hesaplanan dönem için uygun bir oranda indirim yapılarak söz konusu alacak hüküm altına alınmalıdır.
Her ne kadar 28/01/2013 tarihli iş müfettişi raporuna atfen davacının cuma günleri 17.00-09.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ise de söz konusu raporda belirtilen teftiş tarihi itibari ile raporun fazla çalışma alacağı hesaplanan tüm çalışma dönemini kapsamadığı anlaşılmış olup davacının teftiş tarihi sonrası dönem yönünden tanık beyanlarına göre cuma günleri 17.00-09.00 saatleri arası çalıştığının ispatlanmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176. maddesine göre, taraflardan her biri, yaptığı usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Yine aynı Kanun'un 181. maddesine göre ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir hafta süre verileceği hususu düzenlenmiştir.
Davacı vekili tarafından 09/03/2016 tarihli celsede, ıslah dilekçesi sunulmak üzere süre talep edilmiş, mahkemece söz konusu talep duruşmanın talik edilemeyeceği gerekçesi ile reddedilmiş ise de yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca davacıya ıslah dilekçesi sunmak için süre verilmeden karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-6/5/1939 tarih ve 4201 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamnamesinin 24. maddesinde “Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütahassısının veya röntgen ve radyom ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının 2 yıl 2 ay 3 gün çalıştıktan sonra iş sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen madde metni dikkate alındığında, şua izninin verilebilmesinin 1 yıllık çalışma şartına bağlandığının ve iznin kesintisiz olarak kullanılması gerektiğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Şu halde davacının tam yıl oluşturmayan sürelerdeki çalışması bakımından şua iznine hak kazanması mümkün değildir. Tam yıl oluşturmayan süre bakımından şua izninin kıstelyevm usulüne göre hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön