1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2017/23420 E. , 2019/15534 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2017/23420 E. , 2019/15534 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin haksız nedenle iş akdinin işverence 05.01.2014 tarihinde sona erdirildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacalarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa etmek sureti ile iş akdini kendisinin sona erdirdiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacının iş akdinin işveren tarafından işyerinde kavga etmesi sebebi ile haklı nedenle feshedildiği kanaatine varılarak kıdem ve ihbar tazminatının reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık davacının iş akdinin nasıl son bulduğu ve buna bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece iş yerinde yaşanan kavga sebebi ile davacının iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de bu durum dosya kapsamına uygun düşmemektedir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat yükü davalı işveren üzerindedir. Davacı, 03.01.2014 tarihinde kendisi gibi satış elemanı olan ...’la bir tartışma yaşadığını ve bu tartışma neticesinde ...’ın eline makas batırdığını ve yaralandığını, rapor almak istediğini işverene bildirdiğinde işverenin izin vermediğini ve işyerinde pansuman yapıldığını, ertesi gün olayın kapandığını ve 04.01.2014 günü iş yerinde çalıştığını, ancak 05.01.2014 tarihinde işyeri yetkilisi tarafından hakarete uğrayarak iş yerinden kovulduğunu, 06.01.2014 tarihinde haklarını öğrenmek için SGK’na gittiğini ve oradaki memurun yönlendirmesiyle 07.01.2014 tarihinde işyerine haklarını almak için geldiğinde işverenin ‘’sana söylediklerimi yaz altını imzala tüm haklarını vereceğim ‘’ dediğini hatta öncesinde ‘’sen haksızsın imzalamazsan sana tazminat davası açarım’’ dediğini, ertesi gün haklarını almaya gittiğinde ise işverenin ’’ bir kere kağıdı imzaladın istediğin yere şikayet et, benim kocam gayri meşru ‘’şeklinde sözler söylediğini iddia etmiş ve davacı 08.01.2014 tarihinde davalı işverenler hakkında savcılığa tehdit suçundan şikayette bulunmuştur. Davalı işveren, davacının işyeri arkadaşı ile tartıştığını sonrasında ise istifa ettiğini savunmuş olup, davacının çalışanlardan ...’e hakaret ederek işyerini özürsüz terk ettiğinden bahisle 05.01.2014 tarihli işyeri terk tutanağı, 06.01.2014 tarihli devamsızlık tutanağı tutmuş ve dosya içerisinde yer alan 07.01.2014 tarihli istifa dilekçesi içeriğinde ise davacının 07.01.2014 tarihinde özel nedenlerden dolayı ayrılmak istediği, kendi isteği ile ayrıldığından hiçbir alacağının kalmadığı hususlarının yazılı olduğu görülmüştür. Yargılama esnasında dinlenen tanıklardan işyerinde çalışan olup olayla ilgili tek görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan ..., davacı ve ...’in aralarında tartıştıklarını, ...’in elindeki makasla davacıyı yaraladığını, ayırmak isterken ...’in kendisine de saldırdığını, davacının ...’i şikayet etmek istediğini işyeri yetkilisine bildirdiğini ancak işyeri yetkilisinin şikayetten işyerinin de zarar göreceğini belirterek davacının şikayet etmesine engel olduğunu, davacıya işyerinde pansuman yapıldığını ve normal çalışmaya devam ettiklerini, 05.01.2014 tarihinde ise işyeri yetkilisinin hakaret ederek davacıyı ve kendisini işyerinden kovduğunu beyan etmiştir.
Davalı işyerinde 03.01.2014 tarihinde davacı ve diğer bir işyeri çalışanı ... arasında yaşanan kavga olayı ile ilgili olarak ceza yargılaması yürütüldüğü ve sonucunda “ mağdur sanıkların aynı işyerinde çalıştıkları, sanık ...’in mağdur ...’yı (davacıyı) basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede yaralamış olduğu, sanık ...’nın ...’i yaralamaya teşebbüs ettiğinin tüm dosya kapsamı ve doktor raporundan anlaşıldığı ancak sanıkların üzerlerine atılı suçun ilk hangi taraftan kaynaklandığı her türlü şüpheden uzak şekilde anlaşılmadığından bu hususunun sanıklar lehine haksız tahrik olarak değerlendirildiği “ gerekçesi ile davacı ve diğer iş arkadaşının cezalandırıldığı görülmüştür.
Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda olayın 03.01.2014 tarihinde gerçekleşmesi, 04.01.2014 tarihinde işyerinde çalışmanın devam etmesi ve sonrasında davalı işverenin 05.01.2014, 06.01.2014 tarihlerinde işyerini terk ve devamsızlığa ilişkin tutanak tutup 07.01.2014 tarihinde ise davacının istifa dilekçesi ile istifa ettiğini savunması karşısında istifa dilekçesinin gerçeği yansıtmadığı anlaşılmış olup, olayı ilk kimin başlattığı da sabit olmayıp davalının haklı fesih iddiasına da dayanmadığı ve bu itibarla işverence davacının iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandırmayacak şekilde son bulduğu ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar vermek gerekirken hatalı gerekçe ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.