1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2017/22063 E. , 2019/10598 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2017/22063 E. , 2019/10598 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 08.06.2012-30.11.2013 tarihleri arasında net 1.200 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının çalışma süresinin kesintili olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının davalıya ait işyerinde 08.06.2012 – 30.11.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki dosya kapsamında bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının davalı işveren bünyesindeki çalışmalarının 08/06/2012 - 14/12/2012, 01/03/2013 - 30/11/2013 tarihleri arasında olduğu tespit edilmekte olup, davacı tanıklarının da davacının çalışmasının kesintisiz olduğuna yönelik anlatımı bulunmamaktadır. Dosya kapsamında Kurum kayıtlarının aksine herhangi bir delil bulunmadığı halde, mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeden davacının kesintisiz çalıştığının kabulü hatalıdır.
2-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının aylık ücreti noktasındadır.
Somut olayda, davacı son net ücretinin 1200 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise ücretin asgari ücret olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, 1.200 TL brüt ücret üzerinden yapılan hesaplamalara itibar edilerek bilirkişi raporunda belirlenen alacaklar hüküm altına alınmış ise de, aylık ücretin belirlenmesine yönelik araştırmanın eksik ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça dosyaya sunulan imzasız bordrolarda davacının fesih tarihindeki ücretinin asgari ücret olduğu belirtilmektedir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları davacının taş ustası olarak çalıştığını ve aylık ücretinin 1.200 TL olduğunu, davalı tanıkları ise davacının düz işçi olarak çalıştığını ve ücretinin asgari ücret olduğunu ifade etmiştir. Dosya kapsamından davacı tanıklarının davacı ile aynı işyerinde çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tanığı ... ise kendisinin işyerinde taş ustası olarak aylık 3000 TL ücretle çalıştığını ifade etmiştir. Hal böyle iken davacının işyerinde ifa ettiği iş açıklığa kavuşturulmadan ve davacının ücreti konusunda emsal ücret araştırması yapılmadan sonuca gidilmesi yerinde görülmemiştir. Bu itibarla davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek (işçinin sendika üyesi olması halinde) sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki 'kazanç bilgisi sorgulama' kısmından da faydalanılabileceği göz önüne alınarak emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek aylık ücret miktarı belirlenmelidir. Mahkemece belirtilen yönlerden araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca gerekçeli kararda çelişkili biçimde “ücretin tanık beyanlarına göre brüt 1200 TL olarak kabul edildiği” ifade edildikten sonra, aynı kısımda “ücretin asgari ücret olarak kabul edildiğinin” belirtilmesi ayrı bir bozma sebebidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya kapsamına göre, mahkemece davacı tanıklarının anlatımına itibar edilerek davacının haftada altı saat fazla çalışma yaptığı, hafta tatillerinde çalıştığı, ayrıca dini bayramların ilk iki günü dışında çalıştığı kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı tanıkları davacının köylüsü olduklarını ifade etmiş olup, davacı ile aynı işlerinde çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının çalışma düzenini bilmeleri mümkün olmayan tanık anlatımına itibar edilerek sonuca gidilmesi yerinde değildir. Davalı tanıklarının anlatımına göre değerlendirme yapıldığında, ara dinlenme süresi konusunda yasal düzenlemeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından, davacının haftada altı gün 07.30-17.00 saatleri arasında günde bir saat ara dinlenme süresi ile çalıştığı tespit edilmektedir. Bu durumda davalı tanıklarının anlatımına göre de, davacının haftada altı saat fazla çalışma yaptığı anlaşıldığından fazla çalışma ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan davalı tanıkları, davacının hafta tatillerinde ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığını beyan etmiş olup, tanıkların bu beyanına göre davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmelidir. Mahkemece ispatlanamayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
6-Somut uyumazlıkta, davacının talebi ile bağlı kalınarak 100 TL asgari geçim indirimi alacağına hükmedilmiş ise de, davacının asgari geçim indirimi talebi ile ilgili olarak herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Dosya kapsamında bulunan Nisan -Kasım 2013 dönemine ait imzasız bordrolar ile banka kayıtları karşılaştırılmak suretiyle davacının asgari geçim indiriminin ödenip ödenmediği belirlenmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.