22. Hukuk Dairesi 2016/8447 E. , 2019/6866 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
22. Hukuk Dairesi 2016/8447 E. , 2019/6866 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacılardan ... ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi Kazım Sarı'nın davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken 26/06/2013 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile vefat ettiğini, davalı işyerinde haftada yedi gün sabahları 07:15'te işe gitmek üzere servise bindiğini, akşam 20:00'ye kadar bazen daha da uzun saatlere kadar çalışmasını sürdürdüğünü, resmi tatillerin tümünde, dini bayramların ise son gününde çalıştığını, ancak hakettiği fazla mesai ücreti, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müteveffa Kazım Sarı'nın yasal çalışma saatleri sınırı içerisinde çalıştığını, buna ilişkin olarak ücret bordrolarını imzaladığını, ücret bordroları incelendiğinde davacıların murisinin fazla mesai yapmadığını, genel ve hafta tatili ücretini aldığının görüleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacılardan ... ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacı ...'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hafta tatili çalışmasının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki yukarıda belirtildiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesine göre işçilere “yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” Nispi emredici nitelikte olan bu hükme göre, işçi, bir haftalık zaman diliminde bir gün (24 saat) hafta tatili kullanacaktır. Toplu iş sözleşmesi ile bu düzenleme işçi lehine değiştirilebilir ancak aleyhe düzenleme olanaklı değildir.
Hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri dinlenme hakkı kapsamında kaldığından, tatilde yapılan çalışma karşılığı serbest zaman kullandırılması yasaya aykırılık teşkil eder. Serbest zaman ancak fazla mesai karşılığı verilebilir. Tatilde yapılan çalışma karşılığında izin verilmişse bu ancak mazeret izni olarak kabul edilebilir.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
İşveren hafta tatilinde çalışılmasa bile 4857 sayılı İş Kanunu 46/2. maddesi gereği işçiye o günün ücretini ödemek zorundadır.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının işlerin yoğun olduğu dönemde cuma günü çalıştığı, bu durumda 10-15 gün sonra iki gün izin kullandığını belirterek hafta tatili alacağının bulunmadığını belirtmiş ise de; tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile özellikle davalı tanıklarından ...'ün yaz döneminde haftanın yedi günü çalışma olduğu yönündeki beyanına göre, davacının yaz aylarında haftanın yedi günü çalıştığının kabulü ile hafta tatili alacağının hesaplanması gerekli iken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacılardan ... ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi Kazım Sarı'nın davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken 26/06/2013 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile vefat ettiğini, davalı işyerinde haftada yedi gün sabahları 07:15'te işe gitmek üzere servise bindiğini, akşam 20:00'ye kadar bazen daha da uzun saatlere kadar çalışmasını sürdürdüğünü, resmi tatillerin tümünde, dini bayramların ise son gününde çalıştığını, ancak hakettiği fazla mesai ücreti, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müteveffa Kazım Sarı'nın yasal çalışma saatleri sınırı içerisinde çalıştığını, buna ilişkin olarak ücret bordrolarını imzaladığını, ücret bordroları incelendiğinde davacıların murisinin fazla mesai yapmadığını, genel ve hafta tatili ücretini aldığının görüleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacılardan ... ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacı ...'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hafta tatili çalışmasının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki yukarıda belirtildiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesine göre işçilere “yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” Nispi emredici nitelikte olan bu hükme göre, işçi, bir haftalık zaman diliminde bir gün (24 saat) hafta tatili kullanacaktır. Toplu iş sözleşmesi ile bu düzenleme işçi lehine değiştirilebilir ancak aleyhe düzenleme olanaklı değildir.
Hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri dinlenme hakkı kapsamında kaldığından, tatilde yapılan çalışma karşılığı serbest zaman kullandırılması yasaya aykırılık teşkil eder. Serbest zaman ancak fazla mesai karşılığı verilebilir. Tatilde yapılan çalışma karşılığında izin verilmişse bu ancak mazeret izni olarak kabul edilebilir.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
İşveren hafta tatilinde çalışılmasa bile 4857 sayılı İş Kanunu 46/2. maddesi gereği işçiye o günün ücretini ödemek zorundadır.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının işlerin yoğun olduğu dönemde cuma günü çalıştığı, bu durumda 10-15 gün sonra iki gün izin kullandığını belirterek hafta tatili alacağının bulunmadığını belirtmiş ise de; tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile özellikle davalı tanıklarından ...'ün yaz döneminde haftanın yedi günü çalışma olduğu yönündeki beyanına göre, davacının yaz aylarında haftanın yedi günü çalıştığının kabulü ile hafta tatili alacağının hesaplanması gerekli iken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.