22. Hukuk Dairesi 2017/19366 E. , 2019/1542 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
22. Hukuk Dairesi 2017/19366 E. , 2019/1542 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mağaza müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece işe giriş çıkış kayıtları ile tanık beyanları doğrultusunda düzenlenen 25.05.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı işveren tarafından Haziran 2010 -Haziran 2013 dönemine ait işe giriş çıkış kayıtları dosyaya sunulmuş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu kayıtların tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle haftalık çalışma ve haftalık fazla çalışma süresi konusunda ortalama bir sonuca varılması isabetli olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, giriş çıkış kaydı bulunan dönemler yönünden bu kayıtlara göre, kayıt bulunmayan dönemler yönünden ise tanık anlatımları da dahil olmak üzere dosya kapsamındaki diğer delillere göre değerlendirme yapmak suretiyle davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda bir sonuca varmaktır. Ayrıca salt kayıtlara göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığının belirlenmesi halinde, belirlenen alacak miktarından herhangi bir indirim yapılmaması gerektiği de göz önüne alınmalıdır.
Buna karşılık davacının çalışma süresine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmayan dönemler yönünden tanık anlatımlarına göre sonuca gidilmesi yerindedir. Ancak, bu değerlendirme yapılırken işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği dikkate alınmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının davacı ile aynı mağazada birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, davacı tanıklarının anlatımlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Mahkemece, davalı tanıklarının anlatımları çerçevesinde değerlendirme yapılarak, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mağaza müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece işe giriş çıkış kayıtları ile tanık beyanları doğrultusunda düzenlenen 25.05.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı işveren tarafından Haziran 2010 -Haziran 2013 dönemine ait işe giriş çıkış kayıtları dosyaya sunulmuş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu kayıtların tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle haftalık çalışma ve haftalık fazla çalışma süresi konusunda ortalama bir sonuca varılması isabetli olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, giriş çıkış kaydı bulunan dönemler yönünden bu kayıtlara göre, kayıt bulunmayan dönemler yönünden ise tanık anlatımları da dahil olmak üzere dosya kapsamındaki diğer delillere göre değerlendirme yapmak suretiyle davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda bir sonuca varmaktır. Ayrıca salt kayıtlara göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığının belirlenmesi halinde, belirlenen alacak miktarından herhangi bir indirim yapılmaması gerektiği de göz önüne alınmalıdır.
Buna karşılık davacının çalışma süresine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmayan dönemler yönünden tanık anlatımlarına göre sonuca gidilmesi yerindedir. Ancak, bu değerlendirme yapılırken işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği dikkate alınmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının davacı ile aynı mağazada birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, davacı tanıklarının anlatımlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Mahkemece, davalı tanıklarının anlatımları çerçevesinde değerlendirme yapılarak, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.