1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2016/2270 E. , 2019/113 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2016/2270 E. , 2019/113 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin emekli olmak suretiyle işyerinden ayrıldığını, sadece bir miktar kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, hak kazandığı işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Savunma hakkı, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmünde de, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun'un 280. maddesinde, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; aynı Kanunun 281. maddesinde, tarafların bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceği hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 177/2. maddesinde ise, ıslahın, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği, karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, bilirkişi raporunun ve ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırıdır. Anılan sebeple, davalı vekiline, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi tebliğ edilerek itirazlarını sunması için imkan tanınmalı; itirazlarını sunması halinde bu itirazlar değerlendirilmeli ve sonuca göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, indirim sebebiyle reddedilen kısım hariç olmak üzere, davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamadan incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.