1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

22. Hukuk Dairesi 2017/28950 E. , 2020/5495 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
22. Hukuk Dairesi 2017/28950 E. , 2020/5495 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde çalıştığı süre içerisinde ödenmediğini iddia ettiği fazla mesai ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla mesai ücretinin hesaplanması noktasında taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda dosya kapsamına uygun bir oranda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada 5 gün 08.30 -20.30 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile 7,5 saat fazla mesai yaptığı, ayın 2 haftasında ise bu çalışmaya ek cumartesi günleri de 10.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile haftada 14,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davacının fazla çalışma ücreti tanık beyanlarına göre hesaplanmış ise de dosya içerisinde davacının iş yerine giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtların sunulu olduğu ve davacının kayıtlara itiraz etmediği görülmüştür. Davacının çalışmasının kayıt altına alındığı dönemler için mahkemece bu kayıtlara itibar edilerek hesaplama yapılmalıdır. Zira fazla mesainin ispatında, yazılı delilin bulunduğu durumda tanık delili ile sonuca gidilemez.
Bilirkişi tarafından, davalı işyerinin banka olduğunu ve bankalardaki haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak belirlendiğini, bu nedenle davacının 40 saatten 45 saate kadar olan haftalık 5 saatlik çalışmasının fazla sürelerle çalışma olduğunun kabulü ile normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilerek ödenmesi gerektiğini, 45 saati aşan çalışmanın ise fazla çalışma olduğunu ücretin yüzde elli yükseltilerek ödenmesi gerektiğini kabul ederek hesaplama yapılmış ise de dosya kapsamında yer alan 10.11.1995 tarihli davacının imzasının da yer aldığı iş sözleşmesinde çalışma süresinin haftalık 40 saat olarak kabul edildiği yönünde bir düzenlemenin yer almadığı,davacı tanıklarının davalı işyerinde haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğuna ilişkin yönerge olduğuna dair beyanlarına karşın beyanlarda yer alan yönergenin dosyada bulunmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı işyeri tarafından düzenlenmiş olduğu belirlenemeyen fazla mesai esasları yazılı belgenin de hesaplamada esas alınamayacağı anlaşılmıştır.
O halde Mahkemece kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılarak, kayıtlara göre; davacının fazla mesaisinin bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa fazla mesai ücret alacağı hesaplanarak hüküm altına alınması, kayıt altına alınmayan dönemde ise davacı tanıklarının davalı ile husumeti bulunduğu anlaşılmakla ve bu dönem açısından başkaca yazılı delil bulunmadığından ve davalı taraf da tanık dinletmediğinden fazla mesainin ispatlanamadığının kabulü ile sonuca gidilmelidir. Yanılgılı değerlendirmeyle sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.