22. Hukuk Dairesi 2016/29108 E. , 2020/2116 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
22. Hukuk Dairesi 2016/29108 E. , 2020/2116 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; iş sözleşmesinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı işçi tarafından haklı olarak feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı haftanın yedi günü çalıştığını, gündüz vardiyasının 07.00-19:00 saatleri arası, gece vardiyasının 19:00 – 07:00 saatleri arası olduğunu beyan etmektedir. Davalı vekili ise, fazla çalışma yapılması durumunda ücretinin ödendiğini beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosya kapsamındaki tanık anlatımlarının günde 12 saat olmak üzere iki vardiya halinde çalışmanın gerçekleştiği yönünde olduğu, işin niteliği gereği davacı yanın herhangi bir vardiyada 12 saat işyerinde bulunduğu, 7,5 saat normal mesai, 1,5 saat ara dinlenme sonrası günde 3 saatten haftada 18 saat fazla çalışma yaptığını değerlendirilerek fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Ne var ki; Mahkemece beyanlarına başvurulan davacı tanıkları ..., ... ve ...’ün, eldeki dosya ile beraber davacı vekili tarafından davalı işverene karşı seri halde açıldığı anlaşılan ... 29. İş Mahkemesi’nin 2016/873 - 2016/877 ve 2016/878 esaslı dosyalarında da davacı tanığı olarak gösterildikleri ve Mahkemece seri halde incelenen dosyalar için aynı celsede beyanlarının alındığı, beyanlarının genel ifadeler içerdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken, davacı tanıklarının beyanlarının her bir davacı için davacının yaptığı işin niteliği uyarınca ayrı ayrı alınarak davacının fazla çalışma iddiasının buna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır.
3-Davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme belgelerine değer verilip verilemeyeceği ve bu bağlamda davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, dosyaya sunulan davacı tarafça imzalı tarih içermeyen “Aralık 2014 kıdem tazminatı bordrosu” başlıklı belgede, 6.182,27 TL kıdem tazminatı tahakkuk ettirilmiştir. Yine davalı işveren tarafından sunulan ve tarih içermeyen, işçi imzalı “ibraname” başlıklı belgede ise, Kasım 2014 maaş 1.962,02, Aralık 2014 maaş 3.476,6 ve kıdem tazminatı 6.182,27 yazıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı işveren tarafından sunulan bir kısım dekont suretleri bulunmaktadır.
Mahkemece sözü edilen belgeler dikkate alınmaksızın hüküm tesisine gidilmiştir. Mahkemece söz konusu belgelerin davacı asilden sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile belgeler değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 10.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; iş sözleşmesinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı işçi tarafından haklı olarak feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı haftanın yedi günü çalıştığını, gündüz vardiyasının 07.00-19:00 saatleri arası, gece vardiyasının 19:00 – 07:00 saatleri arası olduğunu beyan etmektedir. Davalı vekili ise, fazla çalışma yapılması durumunda ücretinin ödendiğini beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosya kapsamındaki tanık anlatımlarının günde 12 saat olmak üzere iki vardiya halinde çalışmanın gerçekleştiği yönünde olduğu, işin niteliği gereği davacı yanın herhangi bir vardiyada 12 saat işyerinde bulunduğu, 7,5 saat normal mesai, 1,5 saat ara dinlenme sonrası günde 3 saatten haftada 18 saat fazla çalışma yaptığını değerlendirilerek fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Ne var ki; Mahkemece beyanlarına başvurulan davacı tanıkları ..., ... ve ...’ün, eldeki dosya ile beraber davacı vekili tarafından davalı işverene karşı seri halde açıldığı anlaşılan ... 29. İş Mahkemesi’nin 2016/873 - 2016/877 ve 2016/878 esaslı dosyalarında da davacı tanığı olarak gösterildikleri ve Mahkemece seri halde incelenen dosyalar için aynı celsede beyanlarının alındığı, beyanlarının genel ifadeler içerdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken, davacı tanıklarının beyanlarının her bir davacı için davacının yaptığı işin niteliği uyarınca ayrı ayrı alınarak davacının fazla çalışma iddiasının buna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır.
3-Davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme belgelerine değer verilip verilemeyeceği ve bu bağlamda davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, dosyaya sunulan davacı tarafça imzalı tarih içermeyen “Aralık 2014 kıdem tazminatı bordrosu” başlıklı belgede, 6.182,27 TL kıdem tazminatı tahakkuk ettirilmiştir. Yine davalı işveren tarafından sunulan ve tarih içermeyen, işçi imzalı “ibraname” başlıklı belgede ise, Kasım 2014 maaş 1.962,02, Aralık 2014 maaş 3.476,6 ve kıdem tazminatı 6.182,27 yazıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı işveren tarafından sunulan bir kısım dekont suretleri bulunmaktadır.
Mahkemece sözü edilen belgeler dikkate alınmaksızın hüküm tesisine gidilmiştir. Mahkemece söz konusu belgelerin davacı asilden sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile belgeler değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 10.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.