22. Hukuk Dairesi 2017/26603 E. , 2020/21 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş akdinin davalı tarafından haksız nedenle fesh edildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, asgari geçim indirimi alacağı ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalının hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.' düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın 'açıklama ve ispat hakkı'nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.Somut olayda, davacı 27.01.2016 tarihinde davasını ıslah etmiş, mahkemece ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davalıya ıslah dilekçesi tebliğ edilerek, davalının ıslah dilekeçesine karşı beyanları alındıktan sonra karar vermekten ibarettir. Yazılı şekilde davalının savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de, mahkemenin davacının iş akdinin davalı tarafından haksız olarak fesh edildiği yönündeki tespiti dosya kapsamına uygun değildir. Zira, davacı tarafından davalıya karşı 14/02/2014 tarihinde işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş akdinin fesh edildiğine dair ihtarnamenin dosyaya sunulduğu, davalı tarafından davacının SGK kayıtlarına göre çıkışının 14/02/2014 tarihinde verilmiş olduğu ve davacının işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşıldığından, iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle fesh edildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece hem iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak fesh edildiğinin hemde ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi çelişkili olmuştur. Davacı iş akdini haklı nedenle fesh etmiş olduğundan ihbar tazminatı talebinin reddi sonucu itibari ile doğrudur.Yine davacı dava dilekçesinde; ... Yapı İnşaat Madencilik San Tic “’ni davalı olarak göstermiş, daha sonra mahkemeye sunduğu 25/11/2014 tarihli dilekçesinde davalının ... Madencilik İnşaat San Tic Ltd Şti olduğunu maddi hata yapıldığını, Hukuk muhakameleri kanunu madde 124 gereği düzetilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından sunulan vekaletname ... Mad. Nak.İnş.A.Ş, ... Mad.İnş.San ve Tic.A.Ş, ... İnşaat Taahhüt San ve Tic A.Ş ve ... İnş Mad San ve Tic A.Ş'leri için olup tüm şirketler adına hareket edenlerin ... ve ... olduğu vekaletnamede yazılı olduğu gibi 18/11/2014 tarihli cevap dilekçesinde de davacının davalı şirkette çalışmasının bulunmadığı ancak davalı şirket ile aynı ortaklık yapısına sahip başka şirketlerde çalışmasının olduğu davalı ... vekili tarafından beyan edilmiştir. Davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu davalı vekilinin beyanından anlaşılmakta olup davacı vekili de Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 124 kapsamında taraf değişikliği talep ettiği halde, Mahkemece bu husus dikkate alınmadan her iki şirketinde davalı olarak karar başlığında gösterilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.01.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/26603 E. , 2020/21 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 107 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 94 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 122 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 124 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 93 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 132 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 129 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 130 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 100 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 195 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat