23. Hukuk Dairesi 2015/8559 E. , 2018/76 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
23. Hukuk Dairesi 2015/8559 E. , 2018/76 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... 32. İcra Müdürlüğü'nün 2011/14157 Esas sayılı takip dosyasından 26.12.2012 tarihinde tanzim edilen sıra cetvelinde yer alan davalı alacağının gerçek olmadığını, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, cetvelde davalıya ayrılan payın davacı dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını ve davalı alacağının gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacağının tahsilini engellemek kastıyla davalı ile halası olan dava dışı borçlu arasında davacının alacağının muaccel hale geldiği ve icra takibine geçtiği tarihten sonra bir kısım muvazaalı işlemler yapıldığı, hem ipotek alacağının hem de takibe konu alacağın varlığının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, sıra cetvelinin 1. ve 2. sıradaki alacaklar yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
Bu ilkelere aykırı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “ cetvelinin 1. ve 2. sıradaki alacaklar yönünden iptaline ' ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “ cetvelinde davalıya ayrılan payın hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yazılı vekalet ücreti ile üçüncü bendinde yazılı yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım olması halinde davalıya bırakılmasına” ibarelerinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... 32. İcra Müdürlüğü'nün 2011/14157 Esas sayılı takip dosyasından 26.12.2012 tarihinde tanzim edilen sıra cetvelinde yer alan davalı alacağının gerçek olmadığını, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, cetvelde davalıya ayrılan payın davacı dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını ve davalı alacağının gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacağının tahsilini engellemek kastıyla davalı ile halası olan dava dışı borçlu arasında davacının alacağının muaccel hale geldiği ve icra takibine geçtiği tarihten sonra bir kısım muvazaalı işlemler yapıldığı, hem ipotek alacağının hem de takibe konu alacağın varlığının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, sıra cetvelinin 1. ve 2. sıradaki alacaklar yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
Bu ilkelere aykırı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “ cetvelinin 1. ve 2. sıradaki alacaklar yönünden iptaline ' ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “ cetvelinde davalıya ayrılan payın hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yazılı vekalet ücreti ile üçüncü bendinde yazılı yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım olması halinde davalıya bırakılmasına” ibarelerinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.