3. Hukuk Dairesi 2017/8358 E. , 2019/7486 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
3. Hukuk Dairesi 2017/8358 E. , 2019/7486 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ve menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 08.10.2013 tarihinde açtığı işbu davada, davalı İdarenin, ... ili ... ilçesi ... çayı üzerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 1 (a) grubu madenler kapsamında 87,196,31 m²'lik sahanın maden işletme hakkını ihaleye çıkardığını, ihaleye çıkarılan sahanın görünen rezervinin jeoloji mühendisi raporuna göre tahmini tespit edildiğini, bu rezerv üzerinden toplam saha bedelinin 150.000,00 TL olarak kabul edildiğini ve ihale bedelinin 3213 sayılı Maden Kanunun ilgili hükümleri gereği bu bedel üzerinden belirlenerek ihaleye çıkarıldığını, söz konusu saha üzerinde 162.500,00 TL bedelle Giresun İl Özel İdaresi'nin 09.03.2006/54 sayılı kararı ile tarafına ihale edildiğini ve adına 30.03.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl süreli 1 (a) grubu maden işletme ruhsatı düzenlendiğini, ancak davalı İdarenin söz konusu ihaleden sonra bu ihale bedelini tahsil ederek 5 yıl süreli 1 (a) grubu madenlerine ilişkin ruhsat vermekle yetinmesi gerekirken Maden Yasası'nın amir hükümlerine aykırı şekilde tarafı ile ayrıca 30.03.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl süreli kira sözleşmesi yaptığını, yapılan kira sözleşmesi gereği 5 yıllık ihale bedelinin 1 yıllık kira bedeli olarak kabul edildiğini ve sözleşmedeki bu bedel üzerinden her yıl artış şartı getirildiğini, İdarenin kamu gücü, o sahada vazgeçilmez yatırımları,ticari bağlantıları ve ticari faaliyetini devam ettirmek zorunda kalması nedeniyle bu sözleşmeyi mecburen imzaladığını beyanla sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek kira sözleşmesinin iptaline (hükümsüzlüğünün tespitine) ve davalı İdare'ye borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 30.06.2006 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile ... ili ... ilçesi ... çayı üzerinde bulunan 87.196,31 m² alanlı 1 ( a ) grubu kum-çakıl ocağı sahası davalıya kiralanmıştır. Sözleşmede yıllık kira bedelinin 162.500 TL olduğu, üçer aylık dönemler halinde ödeneceği ve takip eden yıllar kira bedellerinin ise bir önceki yıl kira bedelinin DİE’nce yayınlanan ÜFE oranında artırılması suretiyle bulunacağı kararlaştırılmıştır. Davacı açtığı işbu davada, maden sahasının ihale bedelinin tamamını ödeyerek beş yıl süre ile işletme hakkına sahip olduğunu, ancak davacının hatalı uygulama yaparak her yıl kira bedeli almak istediğini, oysa Maden Kanunu gereği bu tür alanlardan kira alınamayacağını, davacıya kira borcu olmadığını belirtmiştir.
3213 Sayılı Maden Yasası’nın 46.maddesine 5177 Sayılı Kanun ile eklenen fıkra gereğince Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan madencilik faaliyetleri için bu kanunun yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihinden sonra kira, ecrimisil alınmayacaktır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi anılan fıkrasının yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenmiş ve uygulanmıştır. Yargılama sırasında mahkemece emekli banka müfettişi tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de uyuşmazlığa ilişkin hükme esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece ; maden ruhsatı ,maden hukuku ve madencilik konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti teşkil ettirilerek yukarıda anılan yasa gereği kiralananın niteliği itibariyle yasal düzenlemenin kapsamında kalıp kalmadığı konusunda rapor alınarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ve menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 08.10.2013 tarihinde açtığı işbu davada, davalı İdarenin, ... ili ... ilçesi ... çayı üzerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 1 (a) grubu madenler kapsamında 87,196,31 m²'lik sahanın maden işletme hakkını ihaleye çıkardığını, ihaleye çıkarılan sahanın görünen rezervinin jeoloji mühendisi raporuna göre tahmini tespit edildiğini, bu rezerv üzerinden toplam saha bedelinin 150.000,00 TL olarak kabul edildiğini ve ihale bedelinin 3213 sayılı Maden Kanunun ilgili hükümleri gereği bu bedel üzerinden belirlenerek ihaleye çıkarıldığını, söz konusu saha üzerinde 162.500,00 TL bedelle Giresun İl Özel İdaresi'nin 09.03.2006/54 sayılı kararı ile tarafına ihale edildiğini ve adına 30.03.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl süreli 1 (a) grubu maden işletme ruhsatı düzenlendiğini, ancak davalı İdarenin söz konusu ihaleden sonra bu ihale bedelini tahsil ederek 5 yıl süreli 1 (a) grubu madenlerine ilişkin ruhsat vermekle yetinmesi gerekirken Maden Yasası'nın amir hükümlerine aykırı şekilde tarafı ile ayrıca 30.03.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl süreli kira sözleşmesi yaptığını, yapılan kira sözleşmesi gereği 5 yıllık ihale bedelinin 1 yıllık kira bedeli olarak kabul edildiğini ve sözleşmedeki bu bedel üzerinden her yıl artış şartı getirildiğini, İdarenin kamu gücü, o sahada vazgeçilmez yatırımları,ticari bağlantıları ve ticari faaliyetini devam ettirmek zorunda kalması nedeniyle bu sözleşmeyi mecburen imzaladığını beyanla sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek kira sözleşmesinin iptaline (hükümsüzlüğünün tespitine) ve davalı İdare'ye borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 30.06.2006 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile ... ili ... ilçesi ... çayı üzerinde bulunan 87.196,31 m² alanlı 1 ( a ) grubu kum-çakıl ocağı sahası davalıya kiralanmıştır. Sözleşmede yıllık kira bedelinin 162.500 TL olduğu, üçer aylık dönemler halinde ödeneceği ve takip eden yıllar kira bedellerinin ise bir önceki yıl kira bedelinin DİE’nce yayınlanan ÜFE oranında artırılması suretiyle bulunacağı kararlaştırılmıştır. Davacı açtığı işbu davada, maden sahasının ihale bedelinin tamamını ödeyerek beş yıl süre ile işletme hakkına sahip olduğunu, ancak davacının hatalı uygulama yaparak her yıl kira bedeli almak istediğini, oysa Maden Kanunu gereği bu tür alanlardan kira alınamayacağını, davacıya kira borcu olmadığını belirtmiştir.
3213 Sayılı Maden Yasası’nın 46.maddesine 5177 Sayılı Kanun ile eklenen fıkra gereğince Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan madencilik faaliyetleri için bu kanunun yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihinden sonra kira, ecrimisil alınmayacaktır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi anılan fıkrasının yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenmiş ve uygulanmıştır. Yargılama sırasında mahkemece emekli banka müfettişi tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de uyuşmazlığa ilişkin hükme esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece ; maden ruhsatı ,maden hukuku ve madencilik konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti teşkil ettirilerek yukarıda anılan yasa gereği kiralananın niteliği itibariyle yasal düzenlemenin kapsamında kalıp kalmadığı konusunda rapor alınarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.