23. Hukuk Dairesi 2020/1211 E. , 2020/3447 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

23. Hukuk Dairesi 2020/1211 E. , 2020/3447 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

K A R A R
Davacı vekili, müvekkiline ait ticari emtianın davalı depolarına 01.01.2000 tarihinde depolandığını, bu emtianın depolarda zarar gördüğünün malı teslim alan 3. kişi tarafından iddia ve isbat edilmesi nedeniyle müvekkilinin tazminat ödeme zorunda kaldığını, ödenen bedelin davalının eyleminden kaynaklandığı iddiasıyla tazminat bedelini davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili esas itibariyle zararlandırıcı eylemi bulunmadığını olsa bile zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davada zamanaşımı süresinin dolmadığı ve davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemizce zararlandırıcı eylemin 2000 yılı içerisinde vuku bulmasına rağmen eldeki davanın 2013 senesinde açılmış olduğu rücu davaları için zamanaşımını düzenleyen TBK 73. Maddenin 818 sayılı B.K.nda bulunmadığı bu nedenle davanın 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. Maddesi ve 125. maddelerine istinaden zamanaşımı süresinin zararlandırıcı eylemin vukuundan itibaren 10 yıl olduğu ve zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dairemiz rücu ilişkisini düzenleyen TBK 73. maddesinin 818 sayılı B.K.nda bulunmadığı, bu nedenle genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini bozma kararına gerekçe yapmış ise de bu gerekçe dosyadaki olayla örtüşmemektedir. Her ne kadar 73. Madde 818 sayılı Borçlar Kanununda bulunmamakta ise de şu anda bu maddenin 6101 sayılı TBK'nın haksız fiillerden kaynaklı borç ilişkileri başlıklı ikinci ayrımı içerisinde yer alıp rücu ilişkisini düzenlemektedir. Rücu hakkı; bir başkasına ait bir borcu ödeyen kişinin malvarlığında meydana gelen zararı gidermeye yönelik talep hakkıdır.
Halbuki olayımızda bir sözleşme ilişkisi mevcut olup davacı bu sözleşme kapsamında davalı yanın eyleminden dolayı uğranılan zarar talep edilmektedir. Bu nedenledir ki dava konusu olay TBK 73. maddesinde yazılı rücu ilişkisi kapsamında değerlendirilemez. Dairemiz sonuç itibariyle BK 60 ve 125. maddelerde yazılı 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği gerekçesiyle kararı bozmasında bir isabetsizlik bulunmamakla beraber bu sonucu TBK'nın 73. maddesinin 818 sayılı borçlar kanununda bulunmaması nedeniyle varmış olması yani talebi rücu ilişkisi olarak tanımlaması doğru olmamış kararın gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi değiştirilerek gerekçe açısından karar düzeltme talebinin kabulüne kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne kararın yukarıda belirtilen şekilde gerekçesi değiştirilmek suretiyle BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 05.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön