1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

23. Hukuk Dairesi 2016/8089 E. , 2020/485 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
23. Hukuk Dairesi 2016/8089 E. , 2020/485 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinin konaklama vs. hizmetlerden kaynaklı olarak katılamayacağını, bu hususta davalı firmanın da taraflarına fahiş bir bedel çıkardığını, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından verilen senetlerin iadesini talep ettikleri halde, dikkate alınmadığını ve davalının 16.754,00 TL (9512,35 USD ) miktarlı faturaların aslını göndererek ödemeyi talep ettiğini ileri sürerek, 25.09.2011 tarih 3.171.00 USD ve 10.10.2011 tarihli 3.171.00 USD lik iki adet senedin iadesini, davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, birleşen davanın da reddini istemiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili, sözleşmeye göre katılımcı hiçbir şekilde fuara katılmaktan vazgeçemeyeceğini ve tüm yükümlülükleri yerine getirmek zorunda olduğu dolayısıyla katılım bedelinin tamamının ödenmesi gerektiğini savunarak, asıl davanın reddini; birleşen dava yönünde de sözleşmeden dolayı taraflar arasında ödeme planı yapıldığını 25.08.2011 vade tarihli 3.171.00 USD.lik senedin müvekkiline kısa bir süre vadesi olduğu için verilmediğini, bu alacaktan dolayı başlatılan takibe de borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin 3. maddesine göre katılımcıya fesih hakkı tanınmaması Medeni Kanun' un 2/1 maddesinde düzenlenen 'dürüstlük kuralına' aykırı olup geçersiz olduğundan katılımcı tarafından sözleşmenin feshedilebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin akdedildikten 22 gün sonra feshedilmiş olduğu, taraf beyanlarına göre de katılımcının fuara katılıp hizmetten yararlanmadığı ve organizatör şirket tarafından da bu süreçte sözleşme kapsamında her hangi bir harcama yapıldığının iddia edilmediği, dolayısıyla sözleşme bedeli nedeniyle katılımcı şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığı, yine Organizatör şirketin feshin haksız olduğunu ve haksız fesih nedeniyle zarara uğradığının iddia etmesi halinde bunun ayrı bir dava konusu olabileceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne , birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
6102 Sayılı TTK'nın 18/2. maddesi 'Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerekir' hükmünü taşımaktadır. Somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. maddesinde 'fuarlara katılım sözleşmesini imzalayarak katılmayı tahahhüt eden katılımcı, bu imzadan sonra hiçbir şekilde fuara katılmaktan vazgeçemez, tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır' şeklindeki ifade göz önünde bulundurulup uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken HMK'nın 266. maddesine uygun olmayan, hakimin görevi kapsamında olan hukuki yorum ve tavsif içeren görüş dikkate alınarak karar verilmesi hatalı olmuş asıl ve birleşen davalarda verilen kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili yararına asıl ve birleşen davaların BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.