1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Mernis Adresine Gönderilen Satış İlanına Dair Tebligatın Açık Mavi Renkli Zarfla Yapılmaması

Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 20:59
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2019/6004
KARAR NO : 2019/8960


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi ipotek borçlusu icra mahkemesine başvurusunda; sair iddiaları yanında satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, ilk derece mahkemesince satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu ve sair fesih sebeplerinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, şikayetçinin mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.02.2019 tarih ve 2019/15 E. - 2019/259 K. sayılı kararı ile, şikayetçiye yapılan satış ilanı tebliğinin, tebliğ zarfının açık mavi renkli olmadığı belirtilerek usulsüz olduğu gerekçesi ile şikayetçinin istinaf başvurusunun kabulü ile şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verilmiş, hüküm alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.

7201 sayılı Kanunu'nun "Tebliğ İmkansızlığı ve Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 21/2. maddesi ''Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.'' hükmünü, "Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü" başlıklı 32.maddesi de; ''Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.'' hükmünü içermektedir.

Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 16/2.maddesinde; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebliğ zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.” düzenlemesi, yine aynı Yönetmeliğin 79/2. maddesinde de “Bu Yönetmeliğe ekli örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ancak 16 ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfı açık mavi renkte bastırılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda; ipotek borçlusu F. K.’a çıkartılan satış ilanı tebligatının 16.4.2018 günü, muhatabın adresten ayrıldığından bahisle iade edildiği, borçlunun mernis adresine, “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunan tebligatın 04.5.2018’de tebliğ edildiği, tebligat zarfının ise beyaz renkli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, şikayete konu tebligatta, kanun ve yönetmeliğe uygun olacak şekilde, tebliğin, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin usulüne uygun meşruhat bulunduğu nazara alındığında tebliğin usule uygun yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligatın açık mavi zarfla yapılmasının aranmasının ise, aşırı şekilcilik olduğunun, icra dairelerinde mavi renkli zarf bulunmaması halinde, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde söz konusu şerhin yazılması halinde, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılamayacağının kabulü gerekir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.02.2019 tarih ve 2019/15 E. - 2019/259 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü;

Şikayetçi borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda; sair iddiaları yanında satış ilanının müvekkillerine usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, ilk derece mahkemesince her iki borçluya yapılan satış ilanı tebliğleri usulüne uygun olduğu ve sair ihalenin fesih sebepleri de yerinde olmadığı gerekçesi ile ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmiş, borçluların ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 23.11.2018 tarih ve 2018/936 E.-2018/2618 K. sayılı kararı ile, borçlu Ar-tem S. H. Ltd.Şti 'ne satış ilanı tebligatının usulüne uygun tebliğ edildiği ve şikayet dilekçesinde ileri sürülen sair fesih nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf isteminin esastan reddine, borçlu A. G.'e yapılan satış ilanı tebliğinin ise yasanın öngördüğü anlamda tebliğ ihtarına yer verilmekle beraber tebliğ zarfının açık mavi renkli olmadığından bahisle Arzu'ya yapılan satış ilanını tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesi ile A. yönünden ihalenin feshine karar verilmiş, hüküm alacaklı ve ihale alıcısı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Somut olayda; borçlu A. G.'e çıkartılan satış ilanı tebligatının 09.11.2016 günü, muhatabın adresten taşındığından bahisle iade edildiği, alacaklı vekilinin 17.11.2016 tarihli talebi üzerine borçlunun mernis adresine, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatta Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine ilişkin mernis şerhinin yeterli olduğu, Tebligat Kanunu'nun anılan maddesinde aranan şartların oluştuğu ve dolayısıyla tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçi borçlu Arzu Gülver'in istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 23.11.2018 tarih ve 2018/936 E.-2018/2618 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/04/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.