1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

TK'nın 21. Md.'ine Göre Tebligatın Geçerliliği için 2 Numaralı İhbarname, Kapıya Yapıştırılmalıdır

Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 21:15
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO : 2014/12-1101
KARAR NO : 2016/562

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Keşan İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2014
NUMARASI : 2014/35 - 2014/61
DAVACI-Alacaklı : Tasfiye Halinde S.S N. 5 Konut Yapı Koop vekili Av. C.B.
DAVALI-Borçlu : S.B. vekili Av. A..H.

Taraflar arasındaki “icra takibinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.03.2013 gün ve 2013/9 E. 2013/76 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.11.2013 gün ve 2013/25172 E. 2013/34420 K. sayılı ilamıyla;

(… Alacaklının, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına ilişkin şikayeti ile birlikte borca itiraz ettiği ve Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu kooperatifin sicil kaydında yer alan adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.

Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin “Sanayi Sitesi Üzeri N. 5 Koop. Keşan/Edirne” adresinde “Muhatap tevziat sırasında adresinde bulunmadığından evrak İspal Mah. Muhtarı Mustafa Ö.'e teslim edildi. Komşu Yücel T.'ye haber verildi” şerhi verilerek 11.12.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, örnek 10 ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine göre, borçlunun, İİK'nun 168/4-5 maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 11.01.2013 tarihinde yaptığı borca itirazın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, zaman aşımı süresinin dolmasıyla icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda mahkemece; muhataba keyfiyeti haber vermesi için araştırılması ve kimliği tebligat evrakına yazılması zorunlu olan kişinin (somut olayda komşunun) gerçekte var olmayan bir kişi olduğu, şikâyet konusu tebligatta gerçekte var olmayan bir kişiye haber verildiğinin yazılması nedeniyle resmi bir belge olan tebligatın usulsüzlüğünden öte, güvenilirliğinin de kalmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yapılan icra takibi sırasında ödeme emrinin davacı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir.

7201 sayılı Tebligat Kanununun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlıklı 12. maddesi;

“Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.

Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.”

“Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesi;

“Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır”

“Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrası;

“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Hükmünü taşımaktadır.

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden kaçınma ile adres kayıt sistemindeki adreste bulunamama halinde yapılacak işlem” başlıklı 31/1(a). maddesine göre, tebliğ memuru; muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları halinde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. 2 numaralı ihbarnamenin muhatabın kapısına yapıştırılması geçerlilik şartı olup, 2 numaralı ihbarname kapıya yapıştırılmaksızın yapılan tebligat usulsüz ve geçersiz olur.

Somut olayda; Keşan İcra Müdürlüğü tarafından çıkartılan örnek 10 ödeme emrinin davacı Kooperatifin “Sanayi Sitesi Üzeri N. 5 Koop. Keşan/Edirne” adresinde “Muhatap tevziat sırasında adresinde bulunmadığından evrak İspal Mah. Muhtarı Mustafa Ö.'a teslim edildi. Komşu Yücel T.'ye haber verildi” şerhi verilerek 11.12.2012 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31/1(a) maddesine göre (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenerek gösterilen adresteki kapıya yapıştırılması gereken ihbarnamenin düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırılmaması nedeniyle tebligat geçersizdir.

Hal böyle olunca; yerel mahkemenin yukarıda açıklanan hususları gözeterek sonucu itibariyle Özel Daire bozma ilamına karşı direnme kararı yerinde olup, davalı vekilinin dava ve itiraz sebepleri hakkında savunma ve delilleri toplanmadan duruşma açılmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle savunma ve ispat haklarının kısıtlandığına yönelik itirazları yönünden inceleme yapılması için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme kararı uygun olup; davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.