1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İhale Sonrası Dosyaya İstenen Kira Bedellerinden Tahsil Harcı ve Ceyp Alınmaz

Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 21:20
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2012/28961
KARAR NO: 2012/35493


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

İİK’nun 131. maddesine göre; “Satış bedelinin ödenmesi için mühlet verilmiş ise para verilinceye kadar hasar ve masrafı müşteriye ait olmak üzere taşınmaz, icra dairesi tarafından idare olunur” Aynı kanunun 134. maddesine göre de: “İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaştırılır.”
Bir malı ihalede satın alan kişi, o malın mülkiyetini ihale anında kazanır. İhale ile mülkiyet alıcıya geçerse de satılan mal ihale kesinleşmeden alıcıya teslim olunmaz (İİK 118/1-c-3. md.). Artırma ile yapılan satışlarda, mülkiyet ihale ile alıcıya geçtiğinden, bu andan itibaren mal fiilen teslim edilmemiş olsa dahi, malın nef'i ve hasar da alıcıya ait olacağından, mal teslim edilinceye kadar malın kıymetinin çoğalmasından, malın semerelerinden alıcı yararlanır; ya da telef olmasına, zararlı sonuçlarına katlanır. Artırma şartnamesinde açık bir taahhüdün bulunması veya artırmaya katılanlara karşı hile yapılmış olması halleri müstesna (ayrık) olmak üzere, satıcının zapta karşı teminat (BK 189-193. maddeleri) ve satılanın ayıplı olmasından dolayı bir tekeffül borcu (BK 194-207. maddeleri) yoktur (BK 230/ı mad.-24.06.1953 gün ve 14/6 sayılı İBK). Bu gibi durumlarda, alıcının; malın yok olmasına ya da zarar görmesine neden olmuş kişiler hakkında genel mahkemelerde tazminat davası açma hakkı bulunduğu gibi, malın korunmasında, kusuru bulunan icra dairesi görevlileri hakkında da idare aleyhine tazminat davası açma hakkı vardır (İİK 5. mad.). Bu itibarla koruma görevinde olanların yasalarla düzenlenmiş hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.

Somut olayda, ihale kesinleşene kadar, ihale konusu taşınmazların kira bedellerinin kiracılar tarafından icra dosyasına yatırılmasının istenmesi ve bu bedellerin icra dosyasına yatırılması, yukarıda yazılı İİK 131 ve 134. maddeleri uyarınca icra müdürünün muhafaza ve idare mükellefiyetinin bir gereği olup; takibe konu alacağın tahsiline ilişkin bir işlem olmadığından, bu paradan tahsil ve cezaevi harçları kesilemez. Ancak Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifesinin, İcra iflas harçları ile ilgili “B” bölümünün idare harçları ile ilgili I-4 fıkrasına göre, maktu harç alınması gerekir.

O halde mahkemece, şikayetin kısmen kabulü yerine yazılı gerekçe ile istemin tümden reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : İhali alıcısının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.