HALK BANKASINA ALACAĞA MAHSUBEN SATIŞLARDA TAHSİL HARCI
Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 21:21
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2014/3807
KARAR NO: 2014/5843
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2013
NUMARASI: 2013/589-2013/606
DAVACI : ALACAKLI :T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'ye İzafeten Nilüfer Şubesi
DAVALILAR: BORÇLULAR:Saadet Topuzoğulları, Dilara Bakan
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ebru Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 Sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili olmayıp, borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22/09/2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde; "4603 Sayılı Kanuna tâbi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 2, 23 ve 29.maddeleriyle 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi hükmü uygulanmaz. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilamını alması ve tebliğe çıkarması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı aranmaz" hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.
Somut olayda, alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, ipoteğe konu taşınmazın alacağa mahsuben alacaklı bankaya ihale edildiği, alacaklı banka vekilinin kendilerinden tahsil ve cezaevi harcı alınmaksızın taşınmazın müvekkil banka adına tescili talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklı vekilince belirtilen harçların ihtirazi kayıtla ödendiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mahkemece anılan harca yönelik şikayetin reddi doğrudur.
Ancak, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde "4603 Sayılı Kanuna tâbi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar .......... 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1. maddesi hükmü uygulanmaz" şeklinde düzenleme bulunduğundan 4603 Sayılı Kanuna tâbi olan alacaklı banka cezaevi harcından muaf olup, mahkemece, alacaklı bankanın cezaevi harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2014/3807
KARAR NO: 2014/5843
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2013
NUMARASI: 2013/589-2013/606
DAVACI : ALACAKLI :T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'ye İzafeten Nilüfer Şubesi
DAVALILAR: BORÇLULAR:Saadet Topuzoğulları, Dilara Bakan
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ebru Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 Sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili olmayıp, borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22/09/2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde; "4603 Sayılı Kanuna tâbi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 2, 23 ve 29.maddeleriyle 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi hükmü uygulanmaz. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilamını alması ve tebliğe çıkarması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı aranmaz" hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.
Somut olayda, alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, ipoteğe konu taşınmazın alacağa mahsuben alacaklı bankaya ihale edildiği, alacaklı banka vekilinin kendilerinden tahsil ve cezaevi harcı alınmaksızın taşınmazın müvekkil banka adına tescili talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklı vekilince belirtilen harçların ihtirazi kayıtla ödendiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mahkemece anılan harca yönelik şikayetin reddi doğrudur.
Ancak, 5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde "4603 Sayılı Kanuna tâbi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar .......... 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1. maddesi hükmü uygulanmaz" şeklinde düzenleme bulunduğundan 4603 Sayılı Kanuna tâbi olan alacaklı banka cezaevi harcından muaf olup, mahkemece, alacaklı bankanın cezaevi harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.