1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Varlık Yönetim Şirketlerinin Muafiyeti CEYP Bedelini Kapsamaz

Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 22:09
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2008/8341
KARAR NO: 2008/10756



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.02.2008 tarih, 23962/3113 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 Sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahare sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçlar tamamen alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne var ki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 22.9.2004 tarih 2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir. Dairemizce H. G. K. kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır.

Bankacılık Yasasının 143. maddesi, (Bankalar ve fon dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla kuruluş ve faaliyet esasları kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir....Bu kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri.... 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan.... istisnadır.) hükmünü içermektedir. Bu maddenin 3.fıkrasında "Fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, Fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu Kanunun 132 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 inci maddesinin beşinci fıkrasında Fona tanınan hak ve yetkileri kullanacağı” düzenlenmiş olup, fon alacağından borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcının mahsup edilemeyeceğine ilişkin 5411 s.k. Bankacılık Kanununun 140/2. maddesi her hangi bir atıf yapılmamıştır. Bu durumda anılan düzenlemenin alacaklı varlık yönetim şirketi hakkında uygulanması mümkün değildir.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere tahsil harcının sorumlusu borçlu olup, alacaklının harçtan muaf olması ihale bedeli olarak icra dosyasına giren ve alacaklıya ödenecek paradan tahsil harcı kesilmesine engel teşkil etmez.

Öte yandan 5411 s.k. Bankacılık Kanununun 143. madde metninden ve gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere şikayetçinin 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan 5 yıl süre ile istisna tutulduğu tartışmasızdır. Ancak bu muafiyet, 2548 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca alınması gereken Cezaevleri Kurumlarına katkı amacını taşıyan Cezaevi Harcını kapsamaz. Mahkemece şikayetin reddi yönünde verilen karar bu nedenlerle doğru olup, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle (REDDİNE), 27.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.