İhtiyati Haciz - Ödeme Emri Tebliğinden Sonra Kesinleşmeden Önce Harç Oranı
Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 22:14
Aşağıdaki Yargıtay kararına göre ihtiyati haczin infazı sonrası yasal süresinde başlatılan takip nedeniyle ödeme emri tebliğinden sonra takibin kesinleşmesinden önce ihtiyati haciz uygulanmasına rağmen henüz kesin hacze dönüşmediğinden yatırılan paraların ödenmesinde % 4,55, haricen tahsil ya da feragat halinde ise % 2,27 oranında harç alınmasının gerektiği.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9904
KARAR NO: 2013/18267
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekilinin, ihtiyati haciz kararına istinaden takibe itiraz ettikleri için takibin müvekkili yönünden durduğunu, müvekkilinin Karayolları 9.Bölge Müdürlüğü nezdindeki hak ve alacaklarının haczedildiğini, alacaklının muvafakati de alınarak paranın bir kısmının müvekkiline iade edildiğini, icra müdürlüğü tarafından hukuka aykırı olarak harç kesildiğini iddia ederek bu harcın müvekkiline iade edilmesini talep ettiği, mahkemece; paranın alacaklıya iadesi ile ilgili alacaklının muvafakatinin haricen tahsile müncer, olduğu harçla ilgili icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Tahsil harcı, konusu para olan veya parayla değerlendirilebilen icra takiplerinde, takip dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle alınan nispi bir harç türüdür.
İİK 264/son maddesi “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder.” hükmü düzenlenmiştir.
“İhtiyati haciz ise; İİK.nun 257. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiş "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından" borçlunun mallarının ve haklarının üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. İİK.nun 264. maddesinde "ihtiyati haczi yaptıran alacaklının 7 gün içerisinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluluğunu içeren" hükümden de anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenlerle, ihtiyati haciz icra takip işlemi olmayıp yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.nun 101. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan İİK.nun 289. maddesinde öngörülen takip yasağından sayılamaz.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2000/12-49 E, 2000/94 K sayılı ilamı)
Bu nedenle ihtiyati hacze binaen yapılan işlemlerin icra takip işlemi olmadığının kabulü gerekir.
Dolayısıyla, tahsil harcı ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceği ve ihtiyati haciz icra takip işlemi sayılamayacağından, ihtiyati haciz kapsamında haczedilen paraların iadesi nedeniyle tahsil harcının kesilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, takip kesinleşmediği için ihtiyati haczi, icrai hacze dönüşmediğinden borçlunun, ihtiyati haciz kapsamında haczedilen, alacağının iadesi sırasında tahsil harcı kesilmesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20105
KARAR NO : 2017/11706
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra takiplerinde, takip çıkış miktarı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhasına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi).
Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması, fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve aynı dönemde icra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcı almak mümkün değildir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında, genel haciz yoluyla yapılan takipte, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşeceği zaman düzenlenmiş olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icrayı durdurmayacağından, ödeme emrinin tebliğinden sonra İİK nun 168/2. maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresinin geçmesi üzerine ihtiyati haciz, kendiliğinden icrai hacze dönüşecektir.
Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 06/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve haricen tahsil ve feragat beyanının 15/04/2016 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, belirtilen beyan tarihi itibarı ile İİK.nun 168/2.maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresi geçmediğinden, ihtiyati hacizlerin icrai hacze dönüşmediği görülmektedir. Buna göre; ödeme emrinin tebliğinden sonra, hacizden önceki dönemde alacaklı vekilince haricen tahsil ve feragat beyanında bulunulmuş ve % 4,55 oranı üzerinden harç yatırılmıştır.
492 Sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin icra harçlarını düzenleyen B-1/3-a maddesine göre; ödeme, ödeme ve icra emrinin tebliğinden sonra, fakat hacizden önce yapılmışsa, ödenen paralardan % 4,55 tahsil harcı alınmaktadır.
Diğer taraftan 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesinde; "Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır" hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, alacaklıdan (492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerekirken, %4,55 oranı üzerinden tahsil harcı alınması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9904
KARAR NO: 2013/18267
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekilinin, ihtiyati haciz kararına istinaden takibe itiraz ettikleri için takibin müvekkili yönünden durduğunu, müvekkilinin Karayolları 9.Bölge Müdürlüğü nezdindeki hak ve alacaklarının haczedildiğini, alacaklının muvafakati de alınarak paranın bir kısmının müvekkiline iade edildiğini, icra müdürlüğü tarafından hukuka aykırı olarak harç kesildiğini iddia ederek bu harcın müvekkiline iade edilmesini talep ettiği, mahkemece; paranın alacaklıya iadesi ile ilgili alacaklının muvafakatinin haricen tahsile müncer, olduğu harçla ilgili icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Tahsil harcı, konusu para olan veya parayla değerlendirilebilen icra takiplerinde, takip dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle alınan nispi bir harç türüdür.
İİK 264/son maddesi “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder.” hükmü düzenlenmiştir.
“İhtiyati haciz ise; İİK.nun 257. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiş "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından" borçlunun mallarının ve haklarının üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. İİK.nun 264. maddesinde "ihtiyati haczi yaptıran alacaklının 7 gün içerisinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluluğunu içeren" hükümden de anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenlerle, ihtiyati haciz icra takip işlemi olmayıp yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.nun 101. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan İİK.nun 289. maddesinde öngörülen takip yasağından sayılamaz.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2000/12-49 E, 2000/94 K sayılı ilamı)
Bu nedenle ihtiyati hacze binaen yapılan işlemlerin icra takip işlemi olmadığının kabulü gerekir.
Dolayısıyla, tahsil harcı ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceği ve ihtiyati haciz icra takip işlemi sayılamayacağından, ihtiyati haciz kapsamında haczedilen paraların iadesi nedeniyle tahsil harcının kesilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, takip kesinleşmediği için ihtiyati haczi, icrai hacze dönüşmediğinden borçlunun, ihtiyati haciz kapsamında haczedilen, alacağının iadesi sırasında tahsil harcı kesilmesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20105
KARAR NO : 2017/11706
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra takiplerinde, takip çıkış miktarı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhasına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi).
Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması, fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve aynı dönemde icra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcı almak mümkün değildir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında, genel haciz yoluyla yapılan takipte, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşeceği zaman düzenlenmiş olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icrayı durdurmayacağından, ödeme emrinin tebliğinden sonra İİK nun 168/2. maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresinin geçmesi üzerine ihtiyati haciz, kendiliğinden icrai hacze dönüşecektir.
Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 06/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve haricen tahsil ve feragat beyanının 15/04/2016 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, belirtilen beyan tarihi itibarı ile İİK.nun 168/2.maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresi geçmediğinden, ihtiyati hacizlerin icrai hacze dönüşmediği görülmektedir. Buna göre; ödeme emrinin tebliğinden sonra, hacizden önceki dönemde alacaklı vekilince haricen tahsil ve feragat beyanında bulunulmuş ve % 4,55 oranı üzerinden harç yatırılmıştır.
492 Sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin icra harçlarını düzenleyen B-1/3-a maddesine göre; ödeme, ödeme ve icra emrinin tebliğinden sonra, fakat hacizden önce yapılmışsa, ödenen paralardan % 4,55 tahsil harcı alınmaktadır.
Diğer taraftan 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesinde; "Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır" hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, alacaklıdan (492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerekirken, %4,55 oranı üzerinden tahsil harcı alınması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.