Müteakip İşlemlerin Yapılabilmesi için Alacaklı Tarafından Tahsil Harcının Yatırılması Gerektiği
Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 22:19
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
2019/4667 Esas
2020/2171 Karar
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda; borcun itiraz edilmeyen kısmının haricen ödenmesi nedeniyle, borçlu tarafından kabul edilen kısmın ferilerinin hesaplanması yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünce reddedilerek, tahsil harcının alacaklı tarafça ödemesine ve 15 gün içinde ödenmediği takdirde vergi dairesine alacaklı adına harç tahsil müzekkeresi yazılmasına dair icra müdürlüğünün 08/12/2017 tarihli işlemin iptalini talep etmiş, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kabulü ile, şikayetin kabulüne, 08/12/2017 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verildiği görülmüştür.
Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahere sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçların tamamı alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne varki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Dairemizce süre gelen içtihatlarında da bu kural uygulanmış ise de Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen Dairemizle ilgili uyuşmazlıkta HGK'nun 22.9.2004 tarih ve 2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir. Dairemizce açıklanan nedenle yeniden oluşturulan içtihatlarında HGK kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır.
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenen ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 11.12.2018 tarih ve 2018/812 E. - 2018/2071 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 04/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
İletiyi düzenle
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
2019/4667 Esas
2020/2171 Karar
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda; borcun itiraz edilmeyen kısmının haricen ödenmesi nedeniyle, borçlu tarafından kabul edilen kısmın ferilerinin hesaplanması yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünce reddedilerek, tahsil harcının alacaklı tarafça ödemesine ve 15 gün içinde ödenmediği takdirde vergi dairesine alacaklı adına harç tahsil müzekkeresi yazılmasına dair icra müdürlüğünün 08/12/2017 tarihli işlemin iptalini talep etmiş, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kabulü ile, şikayetin kabulüne, 08/12/2017 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verildiği görülmüştür.
Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahere sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçların tamamı alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne varki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Dairemizce süre gelen içtihatlarında da bu kural uygulanmış ise de Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen Dairemizle ilgili uyuşmazlıkta HGK'nun 22.9.2004 tarih ve 2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir. Dairemizce açıklanan nedenle yeniden oluşturulan içtihatlarında HGK kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır.
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenen ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 11.12.2018 tarih ve 2018/812 E. - 2018/2071 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 04/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
İletiyi düzenle