1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

CİF BEDEL ÜZERİNDEN CEZA ÖDENMESİ, ÇEVRE KİRLİLİĞİNİ ÖNLEME

Gönderilme zamanı: 25 Kas 2021, 23:27
gönderen Hepsihukuk
Büyük Gen.Kur. 1999/4 E., 2001/2 K.

CİF BEDEL ÜZERİNDEN CEZA ÖDENMESİ
ÇEVRE KİRLİLİĞİNİ ÖNLEME FONU
GÖREVLİ DAİRE
İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ YOLUNA GİDİLEMEMESİ
İDARİ PARA CEZASI

2575 S. DANIŞTAY KANUNU [ Madde 39 ]
2872 S. ÇEVRE KANUNU [ Madde 17 ]
"İçtihat Metni"

İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KURULU KARARI

Danıştay Onuncu Dairesinin 15.04.1996 günlü ve E:1995/2599, K:1996/1963 sayılı kararı ile Danıştay Altıncı Dairesinin 19.12.1997 günlü ve E: 1997/1586, K: 1997/6013 sayılı kararı arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi isteğini içeren Av. ...'ın başvurusunun Danıştay Başkanı tarafından Kurula iletilmesi üzerine sözü edilen kararlar, raportör üyenin raporu, ilgili mevzuat incelendikten ve Danıştay Başsavcısının "içtihadın birleştirilmesine yer olmadığı" yolundaki sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin gereği düşünüldü:

2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 39. maddesinde, İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun dava daireleri veya İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık görüldüğü takdirde, Danıştay Başkanının havalesi üzerine işi inceleyeceği ve lüzumlu görürse içtihatların birleştirilmesine karar vereceği belirtilmiştir.

İçtihatların birleştirilmesinden beklenen amaç, dava dairelerinin veya İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında süregelen aykırılıkların giderilmesi suretiyle kararlarda istikrarın sağlanmasıdır.

Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanan Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Maddelere İlişkin 93/16 sayılı İthalat Tebliğinin 1 ve 2. maddelerine dayanılarak Çevre Bakanlığı Çevre Kirliliğini Önleme ve Kontrol Genel Müdürlüğünce hazırlanan 12.01.1993 günlü Bakan olurunda, Tebliğin Ek. 1 sayılı listesinde yer alan maddelerden taşkömürü, linyit ve petrol koku ithalatında aranacak belgeler ve uyulması gereken şartlar gösterilmiş, belirlenen esaslara uyulmasını sağlamak amacıyla ithalatçılardan taahhütname alınması öngörülmüştür.

Söz konusu olurda, tüm ithal taleplerinin başvuru belgelerindeki bilgilere uygunluğunun denetimi için Maliye ve Gümrük Bakanlığı görevlilerinin kontrolünde uluslararası gözetim firmalarınca alınacak numunelerin MTA laboratuarlarında ASTM metodlarına göre analizleşeceği vurgulandıktan sonra, analiz sonuçlarının belirlenen limitlere aykırılığının saptanması halinde, ithalatçılardan alınan malın CİF bedelinin %60'ının Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna ödeneceği yükümlülüğünü içeren taahhütnamenin işleme konulacağı belirtilmiştir.

Aykırı olduğu ileri sürülen kararlara konu uyuşmazlıklar da bu noktada ortaya çıkmış, 12.01.1993 günlü olurda belirlenen esaslar çerçevesinde MTA Laboratuarlarında analiz yaptırmayıp ... Üniversitesi Laboratuarlarında analiz yaptıran davacı şirketlerden malın CİF bedelinin %60'ının Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna ödenmesi istenilmiş, bu işlemlerin iptali talebiyle açılan davalar sonucunda İdare Mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenmesi aşamasında, Danıştay Onuncu Dairesince verilen ve düzeltme istemi 27.04.1997 günlü ve E:1996/9302, K:1998/1627 sayılı kararla reddedilen 15.04.1996 günlü ve E: 1995/2599, K: 1996/1963 sayılı kararda; analiz sonuçlarının taahhüt edilen azami değerlerden düşük olduğu çevreye uygunluk açısından herhangi bir sakınca oluşturmayacağı ifade edildikten sonra analizlerin sadece Maden Tetkik Arama Enstitüsünde yaptırılmamış olması nedeniyle taahhütnameye aykırı davranıldığından söz edilemeyeceği belirtilerek işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararı onanmıştır.

Bu karara aykırı olduğu ileri sürülen Danıştay Altıncı Dairesinin 19.12.1997 günlü ve E: 1997/1586, K: 1997/6013 sayılı kararında ise aynı gerekçeye dayalı mahkeme kararı, davacı şirketin ithalatını gerçekleştireceği kömürlerin analizlerini MTA laboratuarlarında yaptırması konusunda yükümlülük altına girdiği hususu özellikle vurgulandıktan sonra, taahhüdüne uygun davranmayıp analizleri ... Üniversitesi Laboratuarlarında yaptıran şirketin malın CİF bedelinin %60'ının Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak dava reddedilmiştir.

Uyuşmazlığın dayanağı olan 93/16 sayılı Tebliğin bir ithalat faaliyetinin gerçekleştirilmesi sırasında uygulanacağı açıktır. Bununla birlikte Tebliğ 2. maddesinde "Kontrol Belgesi alınabilmesi için; 4 nüsha Kontrol Belgesi Formu, proforma fatura ve tercümesi ile analiz sertifikası gibi Çevre Bakanlığınca istenecek belgelerle birlikte anılan Bakanlığa veya bu Bakanlıkça yetki verilen taşra teşkilatına başvurulur." kuralına yer vermek suretiyle, Çevre Bakanlığına, çevrenin korunması yönünden bazı önlemler alma yetkisi vermekte ve sonucu itibariyle çevrenin korunması yönünden bazı düzenlemelere imkan tanımaktadır.

Çevre Bakanlığınca getirilen bu önlemler bağlamında, Çevre Kanunu'nun 17. maddesine göre oluşturulan Çevre Kirliliğini Önleme Fonu'na malın CİF bedeli üzerinden ceza ödenmesi yükümlülüğünün öngörülmüş olması, uyuşmazlığı ithalat mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık olmaktan çıkarmakta ve Çevre Kanunu uygulamasından kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğine dönüştürmektedir.

Öte yandan, 21.04.1994 günlü ve 94/5 sayılı Başkanlık Kurulu kararı ile "çevre ile ilgili mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların Altıncı Dairede çözümlenmesine karar verilmiş, ancak, Başkanlık Kurulunca verilen 07.11.1996 günlü ve E: 1996/16, K: 1996/17 sayılı karar ile sözü edilen kararda yer alan "çevre ile ilgili mevzuat" ifadesinden "Çevre Kanunu ile ilgili mevzuatın amaçlandığı belirtilmek suretiyle görev konusunda sınırlandırmaya gidilmiştir.

Bugün, Onuncu Dairenin çözümü Çevre Kanununun uygulanmasını gerektirir uyuşmazlıkları karara bağlamak gibi bir görevi bulunmadığı gibi, Altıncı Dairenin bu konudaki kararları 09.12.1997 günlü ve E:1997/1586, K:1997/6013 sayılı karar doğrultusunda istikrar kazandığından (23.12.1998 günlü ve E:1997/6912, K:1998/6721 sayılı, 15.09.1999 günlü ve E: 1999/3354, K: 1999/4032 sayılı) 2575 sayılı Danıştay Kanununun 39. maddesine göre içtihatların birleştirilmesini lüzumlu kılacak şartların gerçekleşmemesi nedeniyle içtihatların birleştirilmesine gerek bulunmadığına 16.01.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1993 yılı İthalat rejimi çerçevesinde Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca çıkarılan 93/16 sayılı İthalat Tebliğinde; taş kömürünün ithalinde Çevre Bakanlığı inceleme ve başvuru mercii olarak belirlenmiş; taş kömürünün ithali, kömürün çevrenin korunması yönünden uygunluğunun saptanması ve Çevre Bakanlığınca kontrol belgesi düzenlenmesi şartına bağlanmıştır. Çevre Bakanlığı; ithalat başvurularını, ithal edilen taşkömürünün çevrenin korunması yönünden Bakanlığın öngördüğü şartlara uygun olduğu; alınacak numunelerin MTA Laboratuarlarında analizinin yaptırılacağı; Bakanlığın belirlediği parametrelere ait limitlere aykırılığın belirlenmesi halinde taşkömürün CİF bedelinin %60'ının Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna gelir kaydedilmek üzere ödeneceği yolunda taahhütname almak suretiyle kabul etmiştir.

İçtihatların birleştirilmesi istemine konu Danıştay Onuncu ve Altıncı Daireleri kararları, ithalat mevzuatı çerçevesinde alınan taahhütnamelerdeki cezai şartların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin bulunmaktadır. Çevre Bakanlığı; yukarıda içeriği açıklanan taahhütnameleri vererek ısınma amaçlı taşkömürü ithal eden şirketlerden, kömür analizlerinin MTA'da değil, ... Üniversitesinde yapıldığını, bu durumun taahhütnameye aykırılık oluşturduğunu öne sürerek, ithalatı gerçekleştirilen taşkömürünün CİF bedelinin %60'ını Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna gelir kaydetmek üzere istemiş; söz konusu uyuşmazlıklar da, anılan işlemlerden doğmuştur.

Danıştay Onuncu Daire; ithalatı gerçekleştirilen taşkömürünün çevre açısından bir sakınca oluşturmadığının analiz sonuçlarıyla belirlendiği, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, sadece analizlerin MTA'da yaptırılmadığından bahisle taahhütnameye aykırı davranıldığından söz edilemeyeceği, cezai şart uygulanamayacağı sonucuna ulaşmıştır.

Danıştay Altıncı Daire ise, ithalatı gerçekleştirilen taşkömürünün analizlerinin MTA yerine ... Üniversitesinde yapılmasının taahhütnameye aykırı olduğunu, cezai şart uygulanabileceğini kabul etmiştir.

Dava konusu edilen uyuşmazlıklar; taş kömürü ithalatında, ithalat mevzuatı çerçevesinde alınan taahhütnameye aykırı davranıldığı öne sürülerek Çevre Bakanlığınca yapılan cezai şart uygulamasından kaynaklanmıştır. Çevre Bakanlığı, anılan cezai şart uygulamasını Çevre Yasasına göre değil; ithalat mevzuatıyla üstlendiği görev gereği, başvuru ve inceleme mercii sıfatıyla yapmıştır. Bu haliyle dava konusu uyuşmazlıkların görüm ve çözümü ağırlıklı biçimde Danıştay Onuncu Dairenin görevine girmekte; ilgililerden ithalat mevzuatı çerçevesinde tahsil olunan tutarın, Çevre Yasasıyla oluşturulan Çevre Kirliliğini Önleme Fonuna gelir kaydedilmesi nedeniyle Danıştay Altıncı Daireyle dolaylı biçimde ilgili bulunmaktadır.

Dava konusu uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün tek başına Danıştay Altıncı Dairenin görev alanına girmemesi karşısında, Altıncı Daire kararlarının istikrar bulduğunu, içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığını kabul etmeye olanak görülmemektedir.

İthalat mevzuatında çevreyi koruma amacıyla getirilen cezai şart uygulamasının, bu uygulamanın dayanağı olan taahhütnamenin hukuki niteliğinin Danıştay Altıncı ve Onuncu Dairelerince farklı değerlendirilip birbirine aykırı kararlar verilmiş olması nedeniyle bu aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi gerektiği görüşüyle aksi yoldaki karara karşıyız.