1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

KADININ ZİNA EYLEMİNE KARŞILIK KOCANIN DA NİŞANLANARAK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞTA BULUNMASI

Gönderilme zamanı: 26 Kas 2021, 11:36
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/16935
K. 2014/17578
T. 17.09.2014

* KADININ ZİNA EYLEMİNE KARŞILIK KOCANIN DA NİŞANLANARAK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞTA BULUNMASI ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığının Sabit Olduğu - Kadının Kocaya Oranla Daha Ağır Kusurlu Olduğu/Koca Yararına Uygun Miktarda Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

* GÜVENİ SARSICI DAVRANIŞ VE ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA ( Zina Eden Kadının Başkasıyla Nişanlanan Kocasına Oranla Evlilik Birliğinin Sarsılmasında Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Koca Yararına Uygun Miktarda Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedileceği )

* HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Zina Eden Kadının Başkasıyla Nişanlanan Kocasına Oranla Evlilik Birliğinin Sarsılmasında Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Davacı-Davalı Kocanın da Boşanmayı İstemiş Olması Karşısında Davalı-Davacı Kadının Boşanma Davasına Karşı Çıkmasının Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Sayılacağı/Koca Yararına Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

* BOŞANMAYA DAYALI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Zina Eden Kadının Başkasıyla Nişanlanan Kocasına Oranla Evlilik Birliğinin Sarsılmasında Daha Fazla Kusurlu Olduğu - Koca Yararına Uygun Miktarda Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedileceği )

4721/m. 163, 166, 174

ÖZET : Taraflar eşit kusurlşu kabul edilip boşanmaya hükmedilmiştir.

Kadının zina eylemine karşılık; kocanın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunması karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında kadının kusurunun kocaya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.

Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 163. maddesine dayalı davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise kocanın davası, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilip, boşanmaya hükmedilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı (kadın)'ın zina eylemine karşılık; davacı-davalı (koca)'nın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında davalı-davacı (kadın)'ın kusurunun davacı-davalı (koca)'ya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden gerçekleşmiştir. Bu durum karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden verilen boşanma hükmü de sonucu itibariyle doğru olup, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalı-davacı (kadın)'ın tüm davacı-davalı (koca)'nın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-)Yukarıda açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi koşulları davacı-davalı (koca) yararına oluşmuştur. Bu duruma göre koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple maddi ve manevi tazminat yönünden davacı-davalı (koca) yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Aslıhan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Mehmet'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 17.09.2014 tarihinde karar verildi.